29 Aralık 2011 Perşembe

Nefiss Tarifler...

Her gece eğer uyuyakalmazsam biraz internette dolaşıp yeni sitelere göz atıyorum ,özellikle de yemek sitelerine. Yabancı kaynaklar bu konuda çok başarılı ,görseller süper.Ama artık bizde de yabancı sitelerden geri kalmayanlar var.Özellikle çok beğendiğim bir site var ' cafefernando.com '. Bir kez ziyaret etmeniz ,her gün yeni bir yazı eklendi mi diye merak etmenizi sağlıyor.Tarifler muhteşem ,fotoğrafları diyet yapan biri için baştan çıkartıcı.Bunun dışında birde benim geçen senelerde ay başı çabuk gelse de yeni sayısını alsam dediğim bir dergi vardı 'La Cucina İtaliana ' .Birbirinden güzel İtalya fotoğrafları ve lezzetli yemek tarifleri vardı içinde.Ama bir gün çoğu iyi dergi gibi (mesela Food & Travel) onunda artık ülkemizde basılmadiğını öğrendim.Ama geçenlerde azda olsa avunmamı sağlayacak bir mail aldım,'La Cucina İtaliana' web sayfasını açmış.Güzelde olmuş,ben şimdiden tarif seçmeye basladim size de ,ara sıra incelemenizi tavsiye ederim,yada tarifleri deneyerek kendinizi mutlu etmenizi...

24 Aralık 2011 Cumartesi

Yilbaşı Kurabiyesi...

Yılbaşı yaklaşırken ben evde değişik kurabiyeler pişirmeyi severim eğer sizde yilbaşi kurabiyesi pişirmek isterseniz işte tarifi ; Hamuru ; - 650gr un - 1 çay kaşığı karbonlar - yarım çay kaşığı tuz - 2 çay kaşığı zencefil - 1 çay kaşığı tarçın - yarım çay kaşığı karanfil - 225 gr yumuşatılmış tereyağ - 200 gr tozşeker - 1 adet yumurta - 325 gr pekmez - 1 çay kaşığı vanilya özü  Süslemesi için Glazür ; - 2 yumurta akı - 500 gr pudraşekeri - 1 çorba kaşığı limon suyu - renklendirmek için gıda boyalari Hazırlanması: Un,karbonat,tuz,zencefil,karanfil ve tarçını karıştırın.Başka bir kapta tozşeker ,tereyağ ve yumurtayı 2 dk çırpın.Pekmez ve vanilyayı ekleyip 2 dk daha çırpın.Kuru malzemeleri tereyağ karışımına ilave edip yoğurun. Hamuru 2 parçaya ayırarak ayrı diskler şeklinde plastik folyoya sarın ve 2 saat bekletin.Daha sonra unlanmiş tezgahta 6 cm kalınlığında açın ve kalıplara şekil verin.Önceden ısıtılmış 175 derece fırında kenarları kahverengi oluncaya kadar pişirin. Üzerlerini renklendirdiğiniz glazürle süsleyin. Not :Eğer glazürü hazırladığınız anda kullanmayacaksanız,kurumaması için nemli bir bezle örtüp kapalı bir kapta saklayın. Şimdiden iyi eğlenceler :))

23 Aralık 2011 Cuma

Alain

Aklıma gelmişken bahsedeyim istedim;Ataşehir'e giderken gördüğüm ,bana yurtdışında Croissant yemek için oturduğumuz cafeleri hatırlatan 'Alain' isimli cafe mutlaka uğramalı bir mekan. Tam anlamıyla bir Fransız fırını.Mekan dekorasyon olarak ta çok hoş ,lezzet olarak ta.Aldığım tüm tatlılar çok lezzetliydi.Zaten içeri girdiğiniz anda sizi neyin beklediğini az çok anlayabiliyorsunuz,güzel kokular hemen sarıyor etrafınızı.Ben oturup kahve içemedim,alıp çıktım ama bir daha İstanbul'a gidişimde mutlaka oturup içime çekicem tüm kokuları.Yada güzel bir Fransız kahvaltısı için orda olucam :)

21 Aralık 2011 Çarşamba

Kitap okumak gerek

Uzun süredir maalesef  kitap okumaya vakit ayıramıyordum ama geçenlerde buna bir son vermek gerek ve günde 3- 4 sayfa bile okusam kardır diyerek kendime bir kitap aldım: 'Hollanda ' Joseph O'Neill tarafından yazılmış bu kitap 11 Eylül saldırısından sonra eşi çocuğuyla birlikte Londra'ya dönmüş olan Hollandalı bir bankacının gözünden  Amerika'daki göçmenleri anlatıyor. Bana konusu güzel geldi.Ben okumaya başladım,keyifli bir kitap gibi,bakalım... Bu arada Joseph O'Neill anne tarafı daha öncelerde Türkiye'de yaşadığı için kendini yarı Türk olarak tanımlıyormuş :))

19 Aralık 2011 Pazartesi

Başladık bakalım...

Son yıllarda diyet yapmanın en güzel yanlarından biri de artık tüm cafelerde diyet menülerin olması ve hatta çokta lezzetli olması.Bugün diyetimin ilk günü olmasi sebebiyle öğlen yemek için Panora daki Timboo Cafe'ye gittim.Genelde hamburger yemek için gittiğim bu yerde bu sefer diyet menüsünden ızgara tavuk sipariş ettim,tavuk güzeldi ama asıl lezzetli olan yanındaki haşlanmış sebzelerdi.Tam kıvamında haşlanmışlardi.Benim için sırada salataları var ,sizde istediğinizden başlayın ama eğer diyet yapacaksanız elinizi çabuk tutun,malum yaz göz açıp kapatıncaya kadar geliyor.Sonra başka bahara kalmasın ...

18 Aralık 2011 Pazar

Gez gez gez...

Neler yapsak ta hiç durmadan dolaşsak :)) Dün bizim için aynen böyle oldu.İstanbul'dan gelen ablamızı da alıp önce arkadaşlarımızla kahvaltıya Kitchenette'e gittik,önceleri kahvaltı için Big Chefs'te buluşsak ta artık Kitchenette'i tercih ediyoruz,ee Big Chefs'te  özenini kaybetmeseydi!Kahvalti güzeldi,herşey yine lezzetli ve özenliydi.Uzun süre kahvaltı keyfi yaptıktan sonra kahve için farklı bir yer seçelim de gün hiç bitmesin, aksam yemeğimde dışarda yenilecek  nasılsa dedik ve Panora'ya gittik,yine çok ama çok kalabalıktı.Neyse ki Cafe des cafe imdadımıza yetişti,6 yetişkin 2 bebek için yer bulduk :))Kahveler içilip,birşeyler atıştırılırken ,bebekler kısa sürede olsa babalara bırakılıp,1-2 bebek mağazasına gidilebildi ki o sırada,AVM tercihimin Gordion olduğunu bir kez daha anlamış oldum.Akşam da GOP Sushico'da buluştuk,bence en iyi Sushico olmaya aday.İstanbul'da açıldığından beri Suadiye'ye daha sonraları da Pallqdium dahil birçok Sushico'da gittim ama aynı olması gereken lezzetin ve porsiyonlarin her zaman değiştiğini,tek değiştirmeyenin GOP olduğunu gördüm.Tebrikler ve teşekkürler :)) Gecedeki tek sorun bence o kadar kalabalık bir restaurantın o kadar sıcak olmaması gerektiğini unutmuş olmalariydi.Son olarak yasemin çayımızıda içip evlere gitmek üzere yola koyulduk...

14 Aralık 2011 Çarşamba

Yilbaşı Akşamı

Yılbaşı akşamı yaklaşırken herkes birbirine aynı soruyu sorar ' yılbaşı aksamı napicaksin' ama planlar bir türlü yapılamaz.Yilbaşı aksamı diğer akşamlardan farklı değil destekte hep ,farkı büyük esasında.Koca bir yılı geride bırakıyoruz ,iyi,kötü ,kolay ,zor nasıl geçtiyse geçti ,artık bitti.Şimdiyse yeni bir yıl başlıyor,herkes için umut dolu ,tertemiz yaşanmayı bekleyen tam 365 gün. Ben 2011'i çok güzel yaşadım,sağlıklı ,mutlu ,huzurlu ve en önemlisi anne olarak bitiricem bu seneyi ama biliyorum ki önümüzde ki yıl cok daha guzel olacak.Umarim herkes için böyle olur. Tabii güzel gecen bir yılı güzel bitirmek için de Yilbaşı akşamı için planımı ben şimdiden yaptım ,sizi de beklerim :))

13 Aralık 2011 Salı

Kahvaltı

Bazı sabahlar o kadar zor gelir ki bana kahvaltı hazırlamak ,çabuk ama lezzetli sandviç 'leri tercih ediyorum..Bu sabah ta o günlerden biriydi.Güzel sandviçin sırrı güzel bir ekmek esasında,gerisi size kalmış,içini keyfinize göre doldurun.Ben bu sabah ki sandviçimi Migros'tan aldığım tam tahıllı ,jumbo tost ekmeğine hazırladım.İçine de kendi zevkime göre; - az yağlı kaşar peynir -hindi jambon -domates -marul -roka  -taze kekik Koydum ama tüm bunlar ne kadar lezzetli de olsa ,sandviçe asıl lezzeti veren kesinlikle soslardır.Bu sabah sos kullanmadım ama çokta kuru olmaması için üst kata biraz siyah zeytin ezmesi,alt kata ise Heinz light mayonez sürdüm.Yağ yerine lezzet vermesi için her zaman light mayonez kullanıyorum ki Heinz bence en başarılısı. Sonrada bu sandviçi ,tost makinasını biraz ısıttıktan sonra ,ısıtıyorum.Ama bastırıyorum,kocaman kalıyor ve ortası yumuşatdık,kenarları ise kıtır kıtır oluyor. Bence denemekte fayda var :))

11 Aralık 2011 Pazar

Buzzzz

Bugün artık İstanbul'dan Ankara'ya dönme vaktiydi.Sabah güzel hoşçakalın kahvaltısından   hemen yola çıktık.Yollar çok güzeldi ,yol boyu kenarlarda ve ağaçların üzerinde karlar vardı ,her zaman en sevdiğim yoldur ,tam Bolu tünelinin olduğu yer.Güzel bir yolculuk sonrasında Ankara tam beklediğim gibiydi, buzz gibi!!!İstanbul'daki güneşli günlerden sonra geldik bakalım Ankara'nın kışına,hayırlı olsun hepimize :)))

Dönme Vakti

 Ankara'ya dönmeden önceki son gunümüzde önce gündüz cadde'ye gittik ,inanılmaz kalabalıktı ,adım bile atilmiyordu ki kahve içmek için bir masa bulmak imkansızdi.Tüm cafeleri tek tek dolaştık ama bu çabamızın nafile olduğunu ikinci turda anlamış olduk.Son şansımız olan 'schlotzkys' bizi yanıltmadı ve bir masa bulabildik.Sandviçlerini hep sevmişimdir zaten,ama akşam yemeğine de yer kalması için ablamla bir 'Hindili Sandviç 'i paylaştık ve kahvenin yanına da bir dilim 'Devil's Cake ' diye çikolatalı pasta aldik.Lezzetliydi ama harika değil!Zaten o kadar yoğunlardi ki çoğu şey kalmamişti,bazı çaylar bile! Eve gitmek için kalktığımızda kesinlikle taksi bulamayacağımızı anladık ve yürümeye karar verdik,zaten eve yürüyerek gitmek 15 dk. Akşam yemeğinden sonra annemin 6 gün sonraki doğum gunünde burda olamayacağımız için 'Capitol'den hediye almaya gittik.Bir sürü anım canlandı,ne çok giderdik Kentucky 'e :)) O zamanlar da çok severdim bugün de çok sevdim Capitol'u:)) Farklı bir sıcaklık var orda,yada eskiden kalma bir duygu bu bende.Her yılbaşından önce gider bütün gün alışveriş yapardık .Ne çok eğlendirdik. Eğer bu kadar çok alışveriş merkezinin olmadığı zamanlarda sizde benim gibi Capitol'e sık sık gidenlerdenseniz bence bu yılbaşında hatıralarınızı canlandırın ve alışverişinizi oradan yapın,iyi hissedeceksiniz :))

9 Aralık 2011 Cuma

Yengeçç...

Denemek için gittiğimiz  'Surfer Crab ' isimli restaurant ,beni memnun mu etti yoksa etmedi mi tam olarak kestiremedim  doğrusu.Bu yer caddebostan 'da,çok küçük ama şirin. Tüm menüyü denemedim tabiiki ama iki tane farklı kova'dan aldik( genelde yemekler kova ile geliyor ).Mavi yengeç kovası tam beklediğim gibiydi,yemesi zor tabii ama tam anlamıyla yengeç işte.Beni hayal kırıklığına uğratan ise 'Acılı Baharatlı Karides Kova' ,ben Karides görmeyi beklerken karidesli börek geldi.Börek güzel olsa yinede idare edecektim ama acı olmayan bu börekte karides püresi kullandıklarını iddaa etseler de ,kesinlikle Karides lezzeti yoktu.Karides konusunda hayal kırıklığı yaşadığımız için istemek için hazırlandığımız ahtapottanda vazgeçtik ve yengeçlere iyi vakit geçirip hesabı çok geç olmadan istedik.Yengeç kovası için fiyat normaldi bence ama karidese ödediğimize acıdım . Yinede genel olarak ben beğendim mutlaka gidin ve yengeç yiyin, en azından eğlenirsiniz.

8 Aralık 2011 Perşembe

Bağdat Caddesi...

Havalar daha da soğumadan ,kar gelmeden birde cadde'ye gidelim dedik.Bağdat caddesi , ne kadar çok gitsem de tekrar tekrar gitmek istediğim ,gezerken kendimi iyi hissettiğim ve almak istediğim herşeyi bulabildiğim yerlerden bir tanesi.Tabii yemekte aradığınız cadde iyi yerlerden bir tanesi. Hava guzel olduğu zaman bebekli annelerin çokluğu hep dikkatimi çekerdi  caddede ama meğer bir mantığı varmış, hem bebek hava alsın hemde anne sıkılmasın :))  Bugün de o günlerden bir tanesiydi , her yerde gülümseyen bebekler ve vitrinleri inceleyen anneler vardı. Ne yalan söyleyim bende onlardan biri olmaktan çok memnundum:)) Hep yaptığımız gibi Suadiye tarafına park ettik ve yürüyerek caddenin keyfini çıkardık.Çok uzun dolaşamamış  olsak ta bir kaç mağaza da indirimlerin başladığını gördüm, yılbaşına hazırlıklar başladı tabii. Biz Kizilkaya'larda tadı hiç değişmeyen 'İslak Hamburger ' lerimizi yedikten sonra , herkesin süslemeler önünde fotoğraf çektiği 'Vakko'ya doğru ilerledik. Belki siz uğrayamassınız diye ben size fotografını ekledim. Ben bu süslemeyi her sene olduğu gibi bu sene de favorim seçtim...

7 Aralık 2011 Çarşamba

Tarihi Yarımada

Dün hava çok güzel olduğu için istanbul'un en tarihi mekanlarını gezmeye karar verdik ve 'Tarihi Yarımada 'ya gittik.Vapurdan indikten sonra ilk durağımız 'Kapalı Çarşı 'oldu,uzun zaman olmuştu gitmeyeli.Kuyumcular ışıl ışıl dı,çantacılar da rengarenk.En güzel vitrine sahip mağaza 'Vakko' bence,sade ama şık.Ama ben 'Mac ' mağazasının iç tasarımını da çok beğendim. Kapalı çarşı da dolaşmak çok keyifli olsa da tüm gunümüzü harcamak gerekir di ,o yüzden de vitrinlere biraz bakındıktan sonra ,hemen diğer durağımız olan 'Yerebatan Sarnıcı 'na yöneldik.Yerebatan Sarnıcı'na daha önce bir İstanbul'lu olarak gitmemiş olmaktan büyük utanç duydum.Merdivenlerden iner inmez gördüğüm görüntü muhteşem di,ışıklandırma da inanılmaz bir gizem katmıştı ortama ( Bu arada gördüğüm yerlerin sadece fotograflarını sizlerle paylaşacağım , tarihini araştırmak ,ve gidip o muhteşem goruntüyü gözlerinizle görmek te size kalmış ). Yerebatan Sarnıcı'ndan hayranlık dolu bakışlarla ayrıldıktan sonra ,hiç dinlenmemiş olduğumuzu farkettik ve sadece 80 m uzaklıktaki 'Tarihi Sultanahmet koftecisi' ne gittik,oldukça lezzetliydi,mutlaka deneyin!!!
Yeterince oturduk dedik ve Sultanahmet camisine gittik,tek kelimeyle muhteşem :))) Duvarlardaki işlemeler,uzun uzun bakılmaya değerdi.
Oradan da 'Ayasofya Cami'ye gittik ama saat 4 ü geçmişti ve kapanmıştı,aklınızda bulunsun! Kabataş'tan döneceğimiz için 'Gülhane Parkı ' nın içinden geçerken yaprakları dökülmüş ağaçların arasından ,tertemiz havayı içimize çekerek yürüdük.
Çok keyifli bir gunün ardından Kahve dunyasında kahvemizi içip ,tekrar vapur iskelesine doğru yürüdük.
İstanbul'lu bile olsanız arada bir istanbul'un güzelliklerini hatırlamak gerektiğini unutmayın :))

5 Aralık 2011 Pazartesi

Nişantaşı

İstanbul'a gelmişiz ilk durak Nişantaşı olmazsa olmaz dedik ve sabah güzel aile kahvaltısının hemen arkasından düştük yollara.Uzun zamandır gidememiştim Nişantaşı'na,şöyle güzelce bakindim bakalım neler giyilmeliymiş ,neler yenilmeliymiş.Hiç değişmeyen şıklıkta Nişantaşı ,süslemeler harika ,tam bana göre. İnsan kendini Nişantaşı'na gittiği zaman başka bir yerde hissediyor sanki Avrupa'nın bir şehrindeymişsiniz de sokaklar Türk akınına uğramış.Mağazalar süper,her yanlarından kalite akıyor,benim sevgim ayakkabılara karşı biraz daha fazla olduğu için ,ben o yöne yöneldim.Ve istediğimi buldum, daha doğrusu,mağazayı buldum.Ayakkabıyı bugün almadım ama çok beğendim ve kendi kendime yurtdışında tasarım ayakkabıcılara koşa koşa gitmemiz aklıma geldi :)) O günler kesinlikle geride kaldi.Herşey de olduğu gibi ayakkabı söz konusu olduğunda ya eşitiz yada 1 adım önde. Bunu bana 'Kapuu 'mağazası tekrar hatırlattı bugün.Bu arada tasarımları kendisine ait olan Burcu hanımın siparişle de özel günleriniz için tasarım yapabildiğini öğrendim ve bayıldım :)))  Mağazadan çıktıktan sonra yemek yemeğe geldi sıra ama o korkunç trafiği görünce eve doğru yola çıkmamız ve biran önce köprüyü geçmemiz gerektiğini  hatırladım. Adım adım ilerleyen trafikte aklımda özenle tasarlanmış ayakkabılar ,yılbaşı alışverişinin heyecanını yaşayan insanlarla Nisantaşinin güzelliği kaldı bugün.

Hımmmm....

İstanbul'a gelmenin en güzel yanı bence yemekler,yemekler ve yine yemekler :)))) Mesela bugün ablam hosgeldin demek için bana çok sevdiğimi bildiği için donut almış ,hamileyken de bol bol sipariş vermiştim kendilerine :) Bu sefer ki donutlar ayrı bir güzel,hem yılın en sevdiğim dönemini hemde sevdiğim tatlı tadını hissettirdi bana,eğer sizde benim gibi başladıysanız yılbaşı süslerini kovalamaya Krispy Kreme'de kahve ve donut molası da size göre :)))

3 Aralık 2011 Cumartesi

Pazar Gezmesi

Her haftasonu alışveriş merkezlerinde gezmem artık gelenek haline geldi,bu sefer Panora'ya gittik.Her zamanki gibi çok kalabalıktı ama biz yer bulabildik oturmak için Timboo'da.Timboo'yu açıldığı günden beri severim kalitesi ve lezzeti hiç değişmedi,bence ana yemekleri de tatlıları da denenmeli.Eğer çok aç değilseniz ama yine de birşeyler atıştırmak için oturduysanız,iki kişi paylaşabilirsiniz yemeklerinizi çünkü tüm porsiyonlari yeterince büyük. Biz bugün hamburger yedik;Timboo Burger,çok lezzetli,köftesi ev yapımı köftelere benziyor,içindeki karamelize soğan ve mantarda ayrı lezzetli.Hamburger çok güzeldi ama yanında ki patatesler fazla tuzlu, çalışan servis elemanları da çok unutkandi ki yemeğin başında istediğimiz çay hiçbir zaman gelmedi.Sanırım eksizsiz bir yemek için hafta sonu en iyi tercih değil ama lezzet tam olduğu için bazı eksikleri de görmezden gelebiliriz. Haftasonları hep güzel olsa da yarın İstanbul yolcusu olduğumuz için bu hafta sonu daha bi güzel sanki :))

30 Kasım 2011 Çarşamba

Kaya Kurabiyesi

Eskiden çok sevmediğim ama son zamanlarda kahvenin yanında güzel gittiğini fark ettiğim bir kurabiye bu 'Kaya Kurabiyesi' belki sizde yapmak istersiniz diye tarifini yazdım. Malzemeler: - 1 Su Bardağı Şeker - 1 Paket Margarin - 2 Yumurta - 1 Su Bardağı Ceviz - 1 Su Bardağı Kuru Üzüm - 1 Paket Kabartma Tozu - Alabildiği Kadar un Öncelikle Margarini eritiyoruz,ocaktan aldığımız margarinin içine şekeri ekleyip çırpıyoruz.Daha sonra teker teker yumurtaları ekleyip karıştırmaya devam ediyoruz.Daha sonra kabartma tozunu,üzümü ve cevizi de ekliyoruz.Tüm malzemeler iyice karıştırdıktan sonra alabildiği kadar un ekleyip yoğuruyoruz. Malzemeler karıştıktan sonra elimizle parçalar kopartip yağlanmiş fırın tepsisine diziyoruz.175 derece fırında 20 dk üzerleri biraz pembeleşinceye kadar pişiyoruz.Sonrada yanında birer kahve ile guzel bir aksam üzeri keyfi yapıyoruz. Bon Appetit :)

29 Kasım 2011 Salı

Kahve Molası

Kahve molası vermek için Kızılay Starbucks'a uğradım; seviyorum bu Starbucks'ı farklı bir havası var bence; çok yoğun olması,her tür insana rastalayabilmem hoşuma gidiyor.Bugün mesela yan masalarımda bir çift vardı ;birbirlerine sevgiyle bakan,bir bayan vardı kızının okuldan çıkmasını beklerken kitap okuyup kahve yudumlayan ve birde bir genç kız vardı camdan bakıp dalıp giden...Farklı hayatlar yaşarken kısa birer mola için buluştuğumuz yermiş gibi geliyor bana Starbucks'lar. Ama bugün biraz hayal kırıklığı yaşatmadı desem yalan olur,yılbaşı süslemesi yapılmış ,yılbaşı kahveleri raflarda yerini almıştı ama maalesef ben 'Peppermint Mocha' istediğimde kalmamıştı!Bakalım ne zaman tadına bakabileceğim :( Ona üzülmekten vazgeçip her zamanki değişmez kahvemi aldım;Latte!Bir pakette yılbaşı kahvesini eve götürmek için seçtikten sonra metroya doğru yürümeye başladım...

28 Kasım 2011 Pazartesi

Bu yılbaşı...

 
Yılbaşı yaklaşırken bir yerlere tatile gitmek istedim ,Paris'e yada Berlin'e...Sokakları süslenmiş,yılbaşı ağaçlarının hazırlandığı bir şehre... Avrupa'da yılbaşı hazırlıkları Noel zamanı başlıyor ve yılbaşının ertesi gününe kadar da sürüyor. Yani uzun bir zamana yayıyorlar o günlerin mutluluğunu ve yılbaşı gecesinin ruhunu... Her zaman bir yılbaşında Paris'i görmek istedim,Champs - Ellysee 'nin süslenmiş sokaklarında gezmeyi, Sacre- Coeur 'de muzik dinlemeyi yada Eyfel'de bir kadeh kırmızı şarap içmeyi.Ertesi sabah Montmartre'ta kahvaltı etmeyi... Bu sene de yeni yıla Paris'te giremeyeceğim belki ama bu sene oğluma sarılıp kucakliyabileceğim yeni bir yılın gelişini...

27 Kasım 2011 Pazar

Yılbaşı Geliyor...

Benim için kahve düşkünü ,meraklısı ve hatta bağımlısı bile denebilir. Nerde kahve kokusu duysam durup içmek isterim ama bizde her yerde güzel kahve olmuyor ,her köşe başında kaliteli kahve bulabileceğimiz günlerde gelecek inşallah...
Bügünde dışarı çıkmışken kahve içmeden olmaz dedim ve annemle Tchibo'dan aldik  kahvelerimizi ;ben sert ve sade kahve severim ama bugünkü kahve başka birşeydi ve çok kötüydü!Zaten haftasonları Gordion ,Gordion anneleriyle( bu benim gibi bebeklerini alıp haftasonları Gordion'a gelen annelere taktiğim bir isim)dolup taştiği için çoğu hizmet kötü oluyor ama bu kadarı da olmamış. Tabii kahveler 1-2 yudum alınıp birakildi ve eve dönünce acilen yenileri hazırlandı.

Bu arada Gordion yılbaşına hazırlanmış,çok sevimli süslemeler yapmış .Mağazalar çok renkli olmasa da biz Zara home 'a baktık biraz , yılbaşı ağacınız varsa eğer güzel süsler getirmiş,yada yılbaşının ertesi sabah güzel bir kahvaltı hazirlamak isterseniz kırmızı Amerikan servislerde var, ama benim gönlümü çalan üzerinde ailenizle yılbaşı yemeğinizi yiyebileceğiniz kırmızı masa örtüleri...Özel birşeyler yapmak istemesenizde o gece,en azından güzel bir yemek yemelisiniz sevdiklerinizce bence...

25 Kasım 2011 Cuma

Kaldırım Serçesi...

Cuma günleri haftanın son gunü olduğu için mutlu olsam da ,televizyon izlemek istediğimde hicbir şey bulamıyorum.Diğer günlerde 3er 5er dizi varken acaba neden en kötüleri cuma günleri.Dizimax dizilerininde ulusal kanallardan farkı yok,aynı bölümler tekrar ve tekrar.Sanırım herkesi dışarı çıkıyor kimse evde oturup televizyon serretmiyor sanıyorlar.O yüzden en iyisi Dvd izlemek diye düşündüm ben...
Benim bu aksam ki tercihim 'La Mome' - Kaldırım Serçesi ;Edith Piaf'in hayatını anlatan bir film.Her seferinde şarkılarını dinlerken kendimi Paris''te hissettigim Edith Pİaf'in bakalım hayatını izlerken de aynı duyguları hissedebilecekmiyim...

Ben şimdi Mısır patlatip ,filmi izlemeye koyiliyim,yarın da size anlatırım...

20 Kasım 2011 Pazar

Çay saati...



Bugün hava dışarıda güzel ama soğuktu bizde Sarp dışarı çıksın istemedik ve evde çay saati yapalım dedik. Evdeki malzemelerle limonlu kek yanına da çok çabuk ve kolay bir börek yaptık(biraz tortilla'ya da benzedi).
Kek için malzemeler;herkesin bildiği klasik kek malzemeleri ama lezzeti süper.Ben tekrar hatırlatiyim;
- 3 Yumurta
- 1 Bardak süt(evde yoksa su da olur)
- 1 Bardak Sıvı Yağ
- 3 Bardak Un
- Kabartma Tozu
- Limon Kabuğu Rendesi
- Yarım Çay Bardağı Limon Suyu


Tüm Malzemeleri Sıvılardan başlayarak karıştırıyorsunuz ve 175 derece fırında 45 dk pişiyor!

Kolay Börek için;
- 4 tane Lavaş
- 1 Yumurta
- Yarım çay Bardağı Sıvı Yağ
- Yarım Çay Bardağı Süt

İç Malzemesi için ben kıyma tercih ettim ama siz zevkinize göre davranın,eğer kıyma tercih edecekseniz de ;kıymayı soğanla kavurun,içine karabiber,tuz,pul biber ekleyin ve son olarak ta maydonoz.

Yapışmaz teflon tavayı yağladıktan sonra ilk lavaşı serilir üzerine yağ,süt,yumurta karışımı sürülür ve ikinci lavaş örtülür.Daha sonra da iç malzemesi koyulup aralara sıvı karışım sürülerek iki tane daha lavaş kapatılır ve ocakta pişirilir.Eğer biraz daha tortilla havası vermek isterseniz aradaki kıyma karışımının üzerine kaşar peyniri rendeleyin.
Bon Appetit :)))

18 Kasım 2011 Cuma

diyetteyim.blogspot:))

Her ay belki de her hafta bası diyet yapmak isteyenlerdenim bende ; ama hiç başlamadım,bugün yarın derken hamilede kalınca bizim diyette hep başka bahara kaldı.Ama artık kesinkes başlama vakti geldi ve geçmeden başlamalıyım. Şimdi kendime en uygun olan diyeti arıyorum;Dukan diyeti varmis ,hiç denemedim ama şimdi ona bakicam,bakalım yapabilirmiyim.
Hangi diyeti yapacagimi seçtikten sonra ,hergun buraya neler yediğimi yazmaya karar verdim yani adım adım diyetteyim blogu olucak benim ki :)) Bakalım hangi diyetle basliycam uzun maratonuma ...

17 Kasım 2011 Perşembe

2ay oldu bile...

Bugün Sarp'in 2.ayda yapılan aşılarını yaptırmak için aile hekimimize gittik,içlerinden biri verem aşısı olan toplamda 3 ası yapıldı ,ilk ikisinde değil ama son yaptıklarında çok canı yanmış olacakki çok ağladı :((  Hemşire  verem aşısının ateş yapabileceği söyleyerek Calpol adında bir ateş düşürücü verdi her ihtimale karsı.Sanki bugünün ası gunü olduğunu anlamış gibi tüm gün huysuzdu oğlum ,Allah'tan şimdiye kadar ateşi çıkmadı ve uyudu ,inşallah gecenin ilerleyen saatlerindede ateşi çıkmaz.
Tüm gün bunlarla ugrastiktan sonra aksama güzel bir makarna yapmayı planlıyorum,güzel kokusunu duyamazsiniz belki ama birgun fotografını paylaşırım sizinle...

Ankara...

Her sene havalar soğurken benimde sevgim artar Ankara'ya.Yağmuru,karı çok sevdiğim için belkide.Yada belki böyle günlerde sıcak evimde,güzel bir şarkı seçip ,kendime kahvemi yaptığımda aklımdan ben burda mutluyum cümlesi geçtiği içindir...

Şarkı benden olsun sizde deneyin...

http://m.youtube.com/#/watch?v=BXJcBXkGnHY

14 Kasım 2011 Pazartesi

İPAD2


Cumartesi günü de deli gibi her abone merkezini arayıp,sonunda ipad bulamama maceram bu sabahta devam etti vee hedefime ulaştım :)))
Bu sabah bir anda eşimin bir 'iphone alma zamanım geldi' demesiyle ,kendimizi Tunalı'daki Turkcell abone merkezinde bulduk ve iphone'u alıp çıkarken ipad gelince bana haber vermelerini istemem , 1-2 saat sonra sonuçlandı ,bende ipad'ime kavuştum:)) Bunca zamandır Apple'a her ne kadar hayran olsam da , hiçbir şey satın almamıştım, bugüne kısmetmiş.İpad,iphone;yani tüm Apple ürünleri harika; ki ben sadece bir kaç saattir sahibim...Ve galiba bundan sonra da devam edecek...

Teknoloji peşinde koşmak dışında tabii bugün insan içine de karıştık :) Eşimin ablası Ayşe dün New York 'tan döndüğü için onu ziyarete gittik;tüm CSI 'ları izlemiş olsamda birde gidenden dinledim New York'u :)ne yalan söyliyim gidesim geldi :)gördüğüm fotoğraflarda pekiştirdi isteğimi.bu arada bizi de unutmamış,kendi alışveriş çılgınlığına bizi de katmış bize ve özellikle de Sarp'a muhteşem hediyeler getirmiş.

13 Kasım 2011 Pazar

cmt...

Haftasonu planlarimda bugun Gordion`a gitmek yoktu aslinda ama esimin o taraflarda isi olmasindan dolayi bizde Sarpla dolasalim dedik.
Ilk olarak soylemeliyimki haftasonu bir alisveris merkezine gitmek hele de cocuklar icin aktivite duzenlenmis bir alisveris merkezine gitmek delilik!!!
Neyse yinede dolasmak keyifliydi bebek magazalarini dolastik;tulum,kanguru gibi her telden caldik.Size onerim eger bebeginiz varsa ve ona kiyafet bakicaksaniz kesinlikle H&M baby:hem uygun fiyatli hemde cogu urunu organik.Kanguru hala alinip alinmama arasinda gidip geliyor.Sarp icin dolasma bitince kalan kisa suremde uzun zamandir pesinde oldugum ipad2 icin en alt kattaki Turkcell iletisim merkezine gittim fakat tabiiki kalmamisti;ben kontratli almayi tercih ettigim icin Turkcellden alicam tabii bir gun gelirse:((
Turkcell'in elinde Ankara'da ipad2 kalmamis!!!olucak is degil!!!Bunun da uzuntusuyle olumla cookshop'ta ben kahve o mamasini ictikten sonra evimize donduk...

11 Kasım 2011 Cuma

11.11.2011

Hayatımda bir sürü değişiklik olduktan sonra nihayet düzene oturdu ve bende kendime bir kaçamak yapıp yazılarıma geri dönebildim:)
Hayatımda değişiklik oldu derken en büyük ve en özeli bir erkek çocuğum oldu :) İsmi :Sarp.

Ben Ankara'da yaşıyorum; doktorum Güven hastanesinden Sarp Özcan; eğer çok iyi bir doktora ihtiyacınız varsa tavsiye ederim ancak Güven hastanesi SGK'ya bakmıyor ve özel olarak gitmelisiniz, bunun yanı sıra Sarp bey size kendinizi ve bebeğinizi inanılmaz derecede güvende hissettiriyor, size ve bebeğinize o kadar iyi bakıyor ki, siz sadece hamileliğin tadını çıkartıyorsunuz ki yaşanması gereken sadece bu :)

Ben doğumumu 13.09'da yaptım , hastanede 2 gece kaldım,doktorum kadar hemşirelerden ve tabii ki tüm personelden çok memnundum ki bir ara eve dönmesem mi dedim :)

Anladım ki doğum yapmak sadece başlangıçmış, mucize gerçekleştikten hemen sonra gerçek hayata döndüm ve bebek bakımı hakkında ne kadar çok şey öğrenmem gerekiyormuş onu anladım, neyse ki ilk başlarda annem Ankara'ya geldi bana ve eşime yardımcı oldu.Yardım etmeye hevesli bir eş her şeyiniz olabiliyor zamanla.
Ben bebeğime mama veriyorum, Milupa - Aptamil, bizim için hiç sorun yaratmayan Sarp'ında severek içtiği bir mama bu.O yüzden besleme konusunda da bazen eşimden destek aldığım için benim için bazı günler harika geçiyor.

Ama geçenlerde bir gün Sarp tüm gün gaz sancısından ağlarken bende yardım edemediğim için bir an ağlamak istedim, böyle zamanlarda yanımda biri olsa keşke diyorum :(

Bu arada Sarp'ın kontrolleri içinde Güven hastanesinden çocuk doktoru Ogün beye gidiyoruz,güler yüzünden ve bilgisinden dolayı ondanda çok memnunuz.

Uzun bir süreyi kısa bir yazıya ancak bu şekilde sığdırabildim ama bu ay artık oğlumun gülücük saçmaya,kendi dilinde konuşmaya başladığı bir ay olduğu için paylaşacak daha çok yazım olacaktır...

12 Temmuz 2011 Salı

Cabuk gecti zaman...

Ben sadece 1-2 aydir yazmıyorum sanirken bir baktim ki aylar olmuş, ayların nasıl geçtigini farketmedim bile hemen kisaca özetlemek isterim;evimize yerleştik,hamile kaldim ve bu arada hiçbir şey yapamadan sadece hem kendimi hemde bebeğimi büyüttüm...
Haftaya doğum iznine çıkacağım için rahat rahat yazilarimi yazip, gezdiğim yerleri sizlerle paylaşacağım ve yemek tarif ve resimlerimi ekleyebileceğim....