29 Aralık 2011 Perşembe

Nefiss Tarifler...

Her gece eğer uyuyakalmazsam biraz internette dolaşıp yeni sitelere göz atıyorum ,özellikle de yemek sitelerine. Yabancı kaynaklar bu konuda çok başarılı ,görseller süper.Ama artık bizde de yabancı sitelerden geri kalmayanlar var.Özellikle çok beğendiğim bir site var ' cafefernando.com '. Bir kez ziyaret etmeniz ,her gün yeni bir yazı eklendi mi diye merak etmenizi sağlıyor.Tarifler muhteşem ,fotoğrafları diyet yapan biri için baştan çıkartıcı.Bunun dışında birde benim geçen senelerde ay başı çabuk gelse de yeni sayısını alsam dediğim bir dergi vardı 'La Cucina İtaliana ' .Birbirinden güzel İtalya fotoğrafları ve lezzetli yemek tarifleri vardı içinde.Ama bir gün çoğu iyi dergi gibi (mesela Food & Travel) onunda artık ülkemizde basılmadiğını öğrendim.Ama geçenlerde azda olsa avunmamı sağlayacak bir mail aldım,'La Cucina İtaliana' web sayfasını açmış.Güzelde olmuş,ben şimdiden tarif seçmeye basladim size de ,ara sıra incelemenizi tavsiye ederim,yada tarifleri deneyerek kendinizi mutlu etmenizi...

24 Aralık 2011 Cumartesi

Yilbaşı Kurabiyesi...

Yılbaşı yaklaşırken ben evde değişik kurabiyeler pişirmeyi severim eğer sizde yilbaşi kurabiyesi pişirmek isterseniz işte tarifi ; Hamuru ; - 650gr un - 1 çay kaşığı karbonlar - yarım çay kaşığı tuz - 2 çay kaşığı zencefil - 1 çay kaşığı tarçın - yarım çay kaşığı karanfil - 225 gr yumuşatılmış tereyağ - 200 gr tozşeker - 1 adet yumurta - 325 gr pekmez - 1 çay kaşığı vanilya özü  Süslemesi için Glazür ; - 2 yumurta akı - 500 gr pudraşekeri - 1 çorba kaşığı limon suyu - renklendirmek için gıda boyalari Hazırlanması: Un,karbonat,tuz,zencefil,karanfil ve tarçını karıştırın.Başka bir kapta tozşeker ,tereyağ ve yumurtayı 2 dk çırpın.Pekmez ve vanilyayı ekleyip 2 dk daha çırpın.Kuru malzemeleri tereyağ karışımına ilave edip yoğurun. Hamuru 2 parçaya ayırarak ayrı diskler şeklinde plastik folyoya sarın ve 2 saat bekletin.Daha sonra unlanmiş tezgahta 6 cm kalınlığında açın ve kalıplara şekil verin.Önceden ısıtılmış 175 derece fırında kenarları kahverengi oluncaya kadar pişirin. Üzerlerini renklendirdiğiniz glazürle süsleyin. Not :Eğer glazürü hazırladığınız anda kullanmayacaksanız,kurumaması için nemli bir bezle örtüp kapalı bir kapta saklayın. Şimdiden iyi eğlenceler :))

23 Aralık 2011 Cuma

Alain

Aklıma gelmişken bahsedeyim istedim;Ataşehir'e giderken gördüğüm ,bana yurtdışında Croissant yemek için oturduğumuz cafeleri hatırlatan 'Alain' isimli cafe mutlaka uğramalı bir mekan. Tam anlamıyla bir Fransız fırını.Mekan dekorasyon olarak ta çok hoş ,lezzet olarak ta.Aldığım tüm tatlılar çok lezzetliydi.Zaten içeri girdiğiniz anda sizi neyin beklediğini az çok anlayabiliyorsunuz,güzel kokular hemen sarıyor etrafınızı.Ben oturup kahve içemedim,alıp çıktım ama bir daha İstanbul'a gidişimde mutlaka oturup içime çekicem tüm kokuları.Yada güzel bir Fransız kahvaltısı için orda olucam :)

21 Aralık 2011 Çarşamba

Kitap okumak gerek

Uzun süredir maalesef  kitap okumaya vakit ayıramıyordum ama geçenlerde buna bir son vermek gerek ve günde 3- 4 sayfa bile okusam kardır diyerek kendime bir kitap aldım: 'Hollanda ' Joseph O'Neill tarafından yazılmış bu kitap 11 Eylül saldırısından sonra eşi çocuğuyla birlikte Londra'ya dönmüş olan Hollandalı bir bankacının gözünden  Amerika'daki göçmenleri anlatıyor. Bana konusu güzel geldi.Ben okumaya başladım,keyifli bir kitap gibi,bakalım... Bu arada Joseph O'Neill anne tarafı daha öncelerde Türkiye'de yaşadığı için kendini yarı Türk olarak tanımlıyormuş :))

19 Aralık 2011 Pazartesi

Başladık bakalım...

Son yıllarda diyet yapmanın en güzel yanlarından biri de artık tüm cafelerde diyet menülerin olması ve hatta çokta lezzetli olması.Bugün diyetimin ilk günü olmasi sebebiyle öğlen yemek için Panora daki Timboo Cafe'ye gittim.Genelde hamburger yemek için gittiğim bu yerde bu sefer diyet menüsünden ızgara tavuk sipariş ettim,tavuk güzeldi ama asıl lezzetli olan yanındaki haşlanmış sebzelerdi.Tam kıvamında haşlanmışlardi.Benim için sırada salataları var ,sizde istediğinizden başlayın ama eğer diyet yapacaksanız elinizi çabuk tutun,malum yaz göz açıp kapatıncaya kadar geliyor.Sonra başka bahara kalmasın ...

18 Aralık 2011 Pazar

Gez gez gez...

Neler yapsak ta hiç durmadan dolaşsak :)) Dün bizim için aynen böyle oldu.İstanbul'dan gelen ablamızı da alıp önce arkadaşlarımızla kahvaltıya Kitchenette'e gittik,önceleri kahvaltı için Big Chefs'te buluşsak ta artık Kitchenette'i tercih ediyoruz,ee Big Chefs'te  özenini kaybetmeseydi!Kahvalti güzeldi,herşey yine lezzetli ve özenliydi.Uzun süre kahvaltı keyfi yaptıktan sonra kahve için farklı bir yer seçelim de gün hiç bitmesin, aksam yemeğimde dışarda yenilecek  nasılsa dedik ve Panora'ya gittik,yine çok ama çok kalabalıktı.Neyse ki Cafe des cafe imdadımıza yetişti,6 yetişkin 2 bebek için yer bulduk :))Kahveler içilip,birşeyler atıştırılırken ,bebekler kısa sürede olsa babalara bırakılıp,1-2 bebek mağazasına gidilebildi ki o sırada,AVM tercihimin Gordion olduğunu bir kez daha anlamış oldum.Akşam da GOP Sushico'da buluştuk,bence en iyi Sushico olmaya aday.İstanbul'da açıldığından beri Suadiye'ye daha sonraları da Pallqdium dahil birçok Sushico'da gittim ama aynı olması gereken lezzetin ve porsiyonlarin her zaman değiştiğini,tek değiştirmeyenin GOP olduğunu gördüm.Tebrikler ve teşekkürler :)) Gecedeki tek sorun bence o kadar kalabalık bir restaurantın o kadar sıcak olmaması gerektiğini unutmuş olmalariydi.Son olarak yasemin çayımızıda içip evlere gitmek üzere yola koyulduk...

14 Aralık 2011 Çarşamba

Yilbaşı Akşamı

Yılbaşı akşamı yaklaşırken herkes birbirine aynı soruyu sorar ' yılbaşı aksamı napicaksin' ama planlar bir türlü yapılamaz.Yilbaşı aksamı diğer akşamlardan farklı değil destekte hep ,farkı büyük esasında.Koca bir yılı geride bırakıyoruz ,iyi,kötü ,kolay ,zor nasıl geçtiyse geçti ,artık bitti.Şimdiyse yeni bir yıl başlıyor,herkes için umut dolu ,tertemiz yaşanmayı bekleyen tam 365 gün. Ben 2011'i çok güzel yaşadım,sağlıklı ,mutlu ,huzurlu ve en önemlisi anne olarak bitiricem bu seneyi ama biliyorum ki önümüzde ki yıl cok daha guzel olacak.Umarim herkes için böyle olur. Tabii güzel gecen bir yılı güzel bitirmek için de Yilbaşı akşamı için planımı ben şimdiden yaptım ,sizi de beklerim :))

13 Aralık 2011 Salı

Kahvaltı

Bazı sabahlar o kadar zor gelir ki bana kahvaltı hazırlamak ,çabuk ama lezzetli sandviç 'leri tercih ediyorum..Bu sabah ta o günlerden biriydi.Güzel sandviçin sırrı güzel bir ekmek esasında,gerisi size kalmış,içini keyfinize göre doldurun.Ben bu sabah ki sandviçimi Migros'tan aldığım tam tahıllı ,jumbo tost ekmeğine hazırladım.İçine de kendi zevkime göre; - az yağlı kaşar peynir -hindi jambon -domates -marul -roka  -taze kekik Koydum ama tüm bunlar ne kadar lezzetli de olsa ,sandviçe asıl lezzeti veren kesinlikle soslardır.Bu sabah sos kullanmadım ama çokta kuru olmaması için üst kata biraz siyah zeytin ezmesi,alt kata ise Heinz light mayonez sürdüm.Yağ yerine lezzet vermesi için her zaman light mayonez kullanıyorum ki Heinz bence en başarılısı. Sonrada bu sandviçi ,tost makinasını biraz ısıttıktan sonra ,ısıtıyorum.Ama bastırıyorum,kocaman kalıyor ve ortası yumuşatdık,kenarları ise kıtır kıtır oluyor. Bence denemekte fayda var :))

11 Aralık 2011 Pazar

Buzzzz

Bugün artık İstanbul'dan Ankara'ya dönme vaktiydi.Sabah güzel hoşçakalın kahvaltısından   hemen yola çıktık.Yollar çok güzeldi ,yol boyu kenarlarda ve ağaçların üzerinde karlar vardı ,her zaman en sevdiğim yoldur ,tam Bolu tünelinin olduğu yer.Güzel bir yolculuk sonrasında Ankara tam beklediğim gibiydi, buzz gibi!!!İstanbul'daki güneşli günlerden sonra geldik bakalım Ankara'nın kışına,hayırlı olsun hepimize :)))

Dönme Vakti

 Ankara'ya dönmeden önceki son gunümüzde önce gündüz cadde'ye gittik ,inanılmaz kalabalıktı ,adım bile atilmiyordu ki kahve içmek için bir masa bulmak imkansızdi.Tüm cafeleri tek tek dolaştık ama bu çabamızın nafile olduğunu ikinci turda anlamış olduk.Son şansımız olan 'schlotzkys' bizi yanıltmadı ve bir masa bulabildik.Sandviçlerini hep sevmişimdir zaten,ama akşam yemeğine de yer kalması için ablamla bir 'Hindili Sandviç 'i paylaştık ve kahvenin yanına da bir dilim 'Devil's Cake ' diye çikolatalı pasta aldik.Lezzetliydi ama harika değil!Zaten o kadar yoğunlardi ki çoğu şey kalmamişti,bazı çaylar bile! Eve gitmek için kalktığımızda kesinlikle taksi bulamayacağımızı anladık ve yürümeye karar verdik,zaten eve yürüyerek gitmek 15 dk. Akşam yemeğinden sonra annemin 6 gün sonraki doğum gunünde burda olamayacağımız için 'Capitol'den hediye almaya gittik.Bir sürü anım canlandı,ne çok giderdik Kentucky 'e :)) O zamanlar da çok severdim bugün de çok sevdim Capitol'u:)) Farklı bir sıcaklık var orda,yada eskiden kalma bir duygu bu bende.Her yılbaşından önce gider bütün gün alışveriş yapardık .Ne çok eğlendirdik. Eğer bu kadar çok alışveriş merkezinin olmadığı zamanlarda sizde benim gibi Capitol'e sık sık gidenlerdenseniz bence bu yılbaşında hatıralarınızı canlandırın ve alışverişinizi oradan yapın,iyi hissedeceksiniz :))

9 Aralık 2011 Cuma

Yengeçç...

Denemek için gittiğimiz  'Surfer Crab ' isimli restaurant ,beni memnun mu etti yoksa etmedi mi tam olarak kestiremedim  doğrusu.Bu yer caddebostan 'da,çok küçük ama şirin. Tüm menüyü denemedim tabiiki ama iki tane farklı kova'dan aldik( genelde yemekler kova ile geliyor ).Mavi yengeç kovası tam beklediğim gibiydi,yemesi zor tabii ama tam anlamıyla yengeç işte.Beni hayal kırıklığına uğratan ise 'Acılı Baharatlı Karides Kova' ,ben Karides görmeyi beklerken karidesli börek geldi.Börek güzel olsa yinede idare edecektim ama acı olmayan bu börekte karides püresi kullandıklarını iddaa etseler de ,kesinlikle Karides lezzeti yoktu.Karides konusunda hayal kırıklığı yaşadığımız için istemek için hazırlandığımız ahtapottanda vazgeçtik ve yengeçlere iyi vakit geçirip hesabı çok geç olmadan istedik.Yengeç kovası için fiyat normaldi bence ama karidese ödediğimize acıdım . Yinede genel olarak ben beğendim mutlaka gidin ve yengeç yiyin, en azından eğlenirsiniz.

8 Aralık 2011 Perşembe

Bağdat Caddesi...

Havalar daha da soğumadan ,kar gelmeden birde cadde'ye gidelim dedik.Bağdat caddesi , ne kadar çok gitsem de tekrar tekrar gitmek istediğim ,gezerken kendimi iyi hissettiğim ve almak istediğim herşeyi bulabildiğim yerlerden bir tanesi.Tabii yemekte aradığınız cadde iyi yerlerden bir tanesi. Hava guzel olduğu zaman bebekli annelerin çokluğu hep dikkatimi çekerdi  caddede ama meğer bir mantığı varmış, hem bebek hava alsın hemde anne sıkılmasın :))  Bugün de o günlerden bir tanesiydi , her yerde gülümseyen bebekler ve vitrinleri inceleyen anneler vardı. Ne yalan söyleyim bende onlardan biri olmaktan çok memnundum:)) Hep yaptığımız gibi Suadiye tarafına park ettik ve yürüyerek caddenin keyfini çıkardık.Çok uzun dolaşamamış  olsak ta bir kaç mağaza da indirimlerin başladığını gördüm, yılbaşına hazırlıklar başladı tabii. Biz Kizilkaya'larda tadı hiç değişmeyen 'İslak Hamburger ' lerimizi yedikten sonra , herkesin süslemeler önünde fotoğraf çektiği 'Vakko'ya doğru ilerledik. Belki siz uğrayamassınız diye ben size fotografını ekledim. Ben bu süslemeyi her sene olduğu gibi bu sene de favorim seçtim...

7 Aralık 2011 Çarşamba

Tarihi Yarımada

Dün hava çok güzel olduğu için istanbul'un en tarihi mekanlarını gezmeye karar verdik ve 'Tarihi Yarımada 'ya gittik.Vapurdan indikten sonra ilk durağımız 'Kapalı Çarşı 'oldu,uzun zaman olmuştu gitmeyeli.Kuyumcular ışıl ışıl dı,çantacılar da rengarenk.En güzel vitrine sahip mağaza 'Vakko' bence,sade ama şık.Ama ben 'Mac ' mağazasının iç tasarımını da çok beğendim. Kapalı çarşı da dolaşmak çok keyifli olsa da tüm gunümüzü harcamak gerekir di ,o yüzden de vitrinlere biraz bakındıktan sonra ,hemen diğer durağımız olan 'Yerebatan Sarnıcı 'na yöneldik.Yerebatan Sarnıcı'na daha önce bir İstanbul'lu olarak gitmemiş olmaktan büyük utanç duydum.Merdivenlerden iner inmez gördüğüm görüntü muhteşem di,ışıklandırma da inanılmaz bir gizem katmıştı ortama ( Bu arada gördüğüm yerlerin sadece fotograflarını sizlerle paylaşacağım , tarihini araştırmak ,ve gidip o muhteşem goruntüyü gözlerinizle görmek te size kalmış ). Yerebatan Sarnıcı'ndan hayranlık dolu bakışlarla ayrıldıktan sonra ,hiç dinlenmemiş olduğumuzu farkettik ve sadece 80 m uzaklıktaki 'Tarihi Sultanahmet koftecisi' ne gittik,oldukça lezzetliydi,mutlaka deneyin!!!
Yeterince oturduk dedik ve Sultanahmet camisine gittik,tek kelimeyle muhteşem :))) Duvarlardaki işlemeler,uzun uzun bakılmaya değerdi.
Oradan da 'Ayasofya Cami'ye gittik ama saat 4 ü geçmişti ve kapanmıştı,aklınızda bulunsun! Kabataş'tan döneceğimiz için 'Gülhane Parkı ' nın içinden geçerken yaprakları dökülmüş ağaçların arasından ,tertemiz havayı içimize çekerek yürüdük.
Çok keyifli bir gunün ardından Kahve dunyasında kahvemizi içip ,tekrar vapur iskelesine doğru yürüdük.
İstanbul'lu bile olsanız arada bir istanbul'un güzelliklerini hatırlamak gerektiğini unutmayın :))

5 Aralık 2011 Pazartesi

Nişantaşı

İstanbul'a gelmişiz ilk durak Nişantaşı olmazsa olmaz dedik ve sabah güzel aile kahvaltısının hemen arkasından düştük yollara.Uzun zamandır gidememiştim Nişantaşı'na,şöyle güzelce bakindim bakalım neler giyilmeliymiş ,neler yenilmeliymiş.Hiç değişmeyen şıklıkta Nişantaşı ,süslemeler harika ,tam bana göre. İnsan kendini Nişantaşı'na gittiği zaman başka bir yerde hissediyor sanki Avrupa'nın bir şehrindeymişsiniz de sokaklar Türk akınına uğramış.Mağazalar süper,her yanlarından kalite akıyor,benim sevgim ayakkabılara karşı biraz daha fazla olduğu için ,ben o yöne yöneldim.Ve istediğimi buldum, daha doğrusu,mağazayı buldum.Ayakkabıyı bugün almadım ama çok beğendim ve kendi kendime yurtdışında tasarım ayakkabıcılara koşa koşa gitmemiz aklıma geldi :)) O günler kesinlikle geride kaldi.Herşey de olduğu gibi ayakkabı söz konusu olduğunda ya eşitiz yada 1 adım önde. Bunu bana 'Kapuu 'mağazası tekrar hatırlattı bugün.Bu arada tasarımları kendisine ait olan Burcu hanımın siparişle de özel günleriniz için tasarım yapabildiğini öğrendim ve bayıldım :)))  Mağazadan çıktıktan sonra yemek yemeğe geldi sıra ama o korkunç trafiği görünce eve doğru yola çıkmamız ve biran önce köprüyü geçmemiz gerektiğini  hatırladım. Adım adım ilerleyen trafikte aklımda özenle tasarlanmış ayakkabılar ,yılbaşı alışverişinin heyecanını yaşayan insanlarla Nisantaşinin güzelliği kaldı bugün.

Hımmmm....

İstanbul'a gelmenin en güzel yanı bence yemekler,yemekler ve yine yemekler :)))) Mesela bugün ablam hosgeldin demek için bana çok sevdiğimi bildiği için donut almış ,hamileyken de bol bol sipariş vermiştim kendilerine :) Bu sefer ki donutlar ayrı bir güzel,hem yılın en sevdiğim dönemini hemde sevdiğim tatlı tadını hissettirdi bana,eğer sizde benim gibi başladıysanız yılbaşı süslerini kovalamaya Krispy Kreme'de kahve ve donut molası da size göre :)))

3 Aralık 2011 Cumartesi

Pazar Gezmesi

Her haftasonu alışveriş merkezlerinde gezmem artık gelenek haline geldi,bu sefer Panora'ya gittik.Her zamanki gibi çok kalabalıktı ama biz yer bulabildik oturmak için Timboo'da.Timboo'yu açıldığı günden beri severim kalitesi ve lezzeti hiç değişmedi,bence ana yemekleri de tatlıları da denenmeli.Eğer çok aç değilseniz ama yine de birşeyler atıştırmak için oturduysanız,iki kişi paylaşabilirsiniz yemeklerinizi çünkü tüm porsiyonlari yeterince büyük. Biz bugün hamburger yedik;Timboo Burger,çok lezzetli,köftesi ev yapımı köftelere benziyor,içindeki karamelize soğan ve mantarda ayrı lezzetli.Hamburger çok güzeldi ama yanında ki patatesler fazla tuzlu, çalışan servis elemanları da çok unutkandi ki yemeğin başında istediğimiz çay hiçbir zaman gelmedi.Sanırım eksizsiz bir yemek için hafta sonu en iyi tercih değil ama lezzet tam olduğu için bazı eksikleri de görmezden gelebiliriz. Haftasonları hep güzel olsa da yarın İstanbul yolcusu olduğumuz için bu hafta sonu daha bi güzel sanki :))