28 Şubat 2014 Cuma

Lütfen Oy Ver...

neler oluyor neler ülkemizde... ortaya çıkan bir sürü gerçek, yenilmesi gereken öyle çok felaket var ki her gün biraz daha içim acıyor...
herkes çalışıyor ama kazanamıyor, doğrusu kazanıyor da çalanlar onun cebinden alıp kendininkini dolduruyor...
her gün bir çok ölüm haberi geliyor, insanların dayanma gücü kalmamış, işsizler, açlar...cinnet geçiren geçirene...
bir sürü tecavüz, bir sürü çocuk gelin vakası.... ar damarı patlamış milletin, nasılsa yasalar caydırmıyor, nasılda tanıdık vardır, yırtılır diyorlar, öyle olmasa imam 'kardeşim bir şey demedi' der mi..

ama artık yeter... bir dur demek gerek...belki de bu son şansımız... belki de gezi de alevlenen şimdi ışık, şimdi aydınlatır ülkemizi...
sadece 1 oy, senin oyun, sadece 1 oy benim oyum...
gelecekte oğluma bırakacağım güzel vatanımda güvenli yaşamasını sağlamak için...
oy ver...değiştir...

25 Şubat 2014 Salı

Bu sene yolculuk nerelere...

O köşe senin bu köşe benim gezerim, sevimli bulduğum her yerde kahve içerim ama asıl uzmanlık alanım yurtdışı olduğuna göre...
İşte bu seneki liste...
Doha, Kuala  Lumpur, Phuket, Berlin, Paris, Londra, Molivos, Bakü, New York...
Aralara İstanbul'dakatarım,Ayvalık'ta...
Ben gezmek için heyecanlıyım, peki ya siz okumak için :)))

Bonapple...

Tunalı civarında hiç güzel yerler yok, şöyle mini mimi masalı, kulağımı rahatlatan müziği, kocaman lezzetli kurabiyeleriyle bir yerler olsa da gitsek derdik ya... bulduk orayı, varmış orası Bestekar sokakta, 2-3 masasıyla, Fransızca şarkılarıyla, şirin masa örtüleriyle bizi bekliyormuş meğer...
Kahve meraklısıysanız, maalesef hayal kırıklığı, sadece French press varki, eh işte, ama olsun lezzeti yerindeydi, verdiği keyif paha piçilmez...yemekte var tabii ama biz sadece deneme amaçlı bir browni cupcake ve birde ganajlı çikolatalı kurabiye istedik, cupcake güzeldi ama harika değil, kurabiye ise harikaydı. Çikolatası ayrı güzeldi hamuru ayrı güzel...
Ee herşey güzelmiş diyebileceğiniz bu mekandaki en büyük sorun ise işletmecisi olduğunu düşündüğüm bayanlar pekte müşteri canlısı değildi, sorulan sorulara mecburen cevap veriyor, gülümsemeye ise pek zorlamıyorlardı kendilerini.
Benden küçük bir hatırlatma; tüm dünyada var olan hatta ülkemize yeni gelen bu mahalle cafe'lerinde güleryüz herşeye bedeldir, nescafe en iyi filtre kahveyi içiyormuşsunuz gibi, azıcık yanmış kurabiye, yediklerinizin en lezzetlisi gibi gelir...ama pişirmeyi bilmek kalbe yetmez, bir gün gelen müşteri bir daha gelmez...


12 Şubat 2014 Çarşamba

Yine geldi sevgililer günü :))

Sevgililer gününde giyinip kuşanıp normalde 1000 defa gidip o paraları ödemeyeceğim yerlerde yemeğe gitmeyi sevmem ben, gideni de anlamam doğrusu...
Ama kutlama yapmak için her sebep iyidir bence... kırmızı küçük bir kutu çikolata, ya da en nefisinden bir dilim çilekli pasta, kim istemez ki bunları, açarsın paketini çikolatanın başlarsın izlemeye romantik bir film, sonra birlikte uyuyakalırsın ya kucağında sevdiğinin işte en güzel kutlama böyledir bence... 
Kafes fırın'da geçen yıl varmıydı bilmem ama bu sene cicili bicili, temaya uygun pastalar gördüm, hele de çilekliyse içi kalbimden vurdunuz beni...
şimdiden hediye olarak alana da, hediyesi pasta olana da afiyet olsun ve herkesin sevgililer günü kutlu olsun...

16 Ocak 2014 Perşembe

Junot Diaz...Ve işte onu böyle kaybedersin...

Uyuyamadığım, dön dön yorulduğum sabaha da genelde yorgun kalktığım bugünlerde en güzel uykuyu Sarpı yatırıp koşa koşa yatağa girdiğim, hemen kitabımı açıp o an nerdeysem o kahramanlarla o sokaklarda uyuyakaldığımda yaşıyorum. Yılbaşı akşamı hediye olarak gelen Junot Diaz'ın Ve işte onu böyle kaybedersin isimli romanı tamda insanı hayallere, değişik hayatlara, olmadık düşüncelere sokabilen bir kitap...
Ben çok beğendim herkese de tavsiye ederim...

8 Ocak 2014 Çarşamba

Eataly...


Roma'ya gittim gidemedim, New York'a gittim gidemedim ama aaa burnumun dibine geldi İstanbul'a gittim gidemedim olmasın dedim ve Jamie's e gittiğimiz akşam en azından bir dolanalım bir şeyler alırız belki sonuçta market değil mi dedik ve girdik içeri... 
Beklentim çok değildi New York'ta Whole Food's a gidiyorduk sabahları kahvaltıya, mantık aynı sonuçta, biri organik market diğeri italyan marketi...
Neyse girdik içeri alt kat eh işte, renkler donuk belkide kasalar o katta ya ondan...
Ama 'gelato' yazısı hemen içimi eritti, bide hemen yanındaki illy'den gelen kahve kokusu...
Dondurmamızı ve kahvemizi midelere indirdikten sonra yukarı çıktım dolanmaya...
miss gibi pizza kokusu geliyordu, bilen bilir öyle böyle değildir pizza tutkum ama maalesef tok olunca tadına bakamadım...
Hazır soslar, makarnalar, şaraplar, şarküteri...Ben üst katı sevdim, aldıkça alabilirim ama yorgunluk çökmüştü bir kere bana, alışveriş kaldı başka bahara...
Ama merak edenler için yemek fiyatları pahallı değil.
Market kısmına gelince; bence makul olan fiyatlardan sizlere de söz edeyim kendiniz karar verin, aa bu arada İtalya'da 3 euroydu, 5 euro derken unutmayın euro oldu 3 TL!!!
Makarnalar 10 tl'den başlıyor, şaraplar 25, pesto sosu 14 parmesan 22'den ...
Ama dedim ya bunlar başlangıç ve kısa bir tur sırasında gördüklerim, benim size tavsiyem bi gün gidin Eataly'ye önce alışveriş yapın sonra oturup bir margarita pizza sipariş edin, o sırada fiyatları çarpıp bölmeye, olmassa İtalya'dan alırım demeye vaktiniz olur... Yanına da bir kadeh Chianti'yi benim için ekleyin :)))

4 Ocak 2014 Cumartesi

Jamie Oliver... ya da Jamie's Italian...


Evinde digitürk olan herkesin severek izlediği, ingiltere'ye yemek yapmayı öğreten adam olarak anılan, sempatik, pratik ve yaptığı yemeklerin görüntüsü ağız sulandıran Jamie Oliver bir sürü restorandan sonra nihayet İstanbul Zorlu Center'dada mekanını açtı. Jamie's italian. Benim gibi her programını severek izlemiş herkesin yapacağı gibi yılbaşını istanbul'da geçirmeyi fırsat bilip önceden( en az 1 hafta önce rezervasyon yaptırmak gerekli dediler) ayırttım yerimizi.
Mekan, bana göre çok hoş, enerjik ve mutlu bir mekan olmuş...
Yemekler ve servise gelince...
Bize servis yapacak görevli yeni başladığını söylemeseydi eğer, benden koca bir olmamış! gelirdi ama hoş gördüm ve gelmeyen salatamı çok ta önemsemeden diğer siparişlerimle yetindim.
8 kişi gittiğimiz akşam yemeğinde nerdeyse tüm ana yemekleri sipariş edeceğimizden başlangıç veya atıştırma kısmını çabuk atlayalım dedik ve sadece Kalamar tava ve Polenta cipsi istedik, tadına bakalım diye.
Kalamar güzeldi ama Polenta cips bi daha listeme giremez.
Sipariş'lerin bir kısmı önceden geldiğinden, Lazanya'nın tadına da baktım ve güzeldi. Tekrar yenebilir...Ancak 
aynı aileden gelen makarnalar olmamış! Ki italian denilince beklentide ona göre oluyor haliyle...Kuru ve bişeyleri eksikti ( bişeyler derken lezzeti eksik kalmış, ufak dokunuşlar yapılsa harika olabilirmiş), ki bunun benim hayal kırıklığımdı demesen yalan söylemiş olurum.Masada 2 farklı çeşit olması, eksikliğin şans olmadığını da gösterdi maalesef.
Benim jamie's Italian burger, güzeldi, lezzetli ve hafifti. Tekrar yerim zaten bayılırım burgere.
Cem'in istediği 'Rump Steak' güzeldi, lezzeti de, pişirmesi de tam kıvamındaydı yani gecenin yıldızı, masanın en iyi yemeği oydu diyebilirim.
Risotto zaten sevmem ama gelen risotto için orta karar dediler.
Genel olarak harika olmasa da tekrar şans verebileceğim ama çok çabuk kendini düzeltmesi gereken bir mekan olmuş. 
Fiyatlara gelince, bu tarz mekanlarda ne kadar ödersek ordada o kadar ödedik... Ne fazla ne eksik...


26 Aralık 2013 Perşembe

ve yılın son haftası...

Yılın son haftası geldi çattı...

Radyoda Rod Stewart 'let it snow' derken bende şöyle bir göz attım 2013'e...

Hep geriye baktığımda iyileri, en iyileri hatırlarım ben, şimdi de öyle oldu zaten yüzümü güldürdü düşüncelerim, geçen sene yılbaşı akşamı Ayşe'nin dileklerimizi yazıp gökyüzüne fırlatmamız için verdiği balonları balkondan bırakırken ki itişmemizle başladı gülümsemem, fuar için İstanbul'da her arabalı vapura binmeden alıp denize bakarak içtiğim kahvenin kokusuyla, New York'a giderken ki heyecanımla, New York'ta alışveriş arası yemeği unuttuğumuzu hatırlayıp 21:00'de uykuya dalmamızla, Molivos 'taki araba yolcuğumuzla, bayramda hep yağmur yağan İstanbul'da le pain quotien'in taze çilekli tartıyla, Sarp'ımın ikinci harika doğum günü partisiyle ve Ankara'da Müge'yle bitmek tükenmek bilmeyen kahve molalarımızla devam etti gülümsemem.

Ve tabii ki bunların hepsindeki en büyük payı olan sebep hep sevdiklerimle, ailemle yaşamam herhalde...

Sadece bunları yaşamadım tabii, bir sürü şey geldi geçti, iyisiyle kötüsüyle yaşadım bu seneyi, güzel insanlarla paylaştım, her günümü doldurmaya çalıştım, çok gezdim, değişik yerlere gittim, bol bol kitap okudum, spor yaptım, fırsat buldukça kulaklık takıp radyoya takıldım...

Her anımın çok değerli, en değerlisi olduğunu düşünüp ona göre yaşadım...

Hep dua ettim, çok hem de çok dua ettim, ailem için, sevdiklerim için, ülkem için, açlar için, sokaktakiler için, yaşamları benimle olanlar için, ya da benden çok daha zor yaşayan herkes için...

Ve hep inandım, her şeyin güzel olacağına, hep mutlu olacağıma, sevdiğim herkesin iyi olacağına...

işte ben böyle geçirdim 2013'ü... unutmadan kutlamak istedim sizlerin de yeni yılınızı...
her şey istediğiniz gibi olsun...ve hatırlayın 2014 çok daha güzel anılarla dolu olacak :))

16 Aralık 2013 Pazartesi

Alışveriş Başlasın

Yılbaşı'nın en sevdiğim yanlarından biri de şüphesiz alışveriş yapmak, hediyeler almak, onları paketlemek ve sahiplerine vermek için beklemektir.

Her yılbaşı olduğu gibi bu sene de ailece kutlanacak yılbaşı akşamı için herkese küçük hediyeler almak adettir bizim ailede.

Giyim kuşam doğum gününde iyi gider, sen bize hayata keyif katanları öner diyenlerdenseniz eğer...
buyrun...

Kitap okumaktan zevk alan dostlarınıza 2013 içinde okuduğum ve eminim herkesin benim kadar zevk alacağı bir kitap,


Haruki Murakami- Sınırın Günedinde, Güneşin Batısında Fiyat: 14,00 tl



Akşamları mum ışında rahatlatıcı bir çay içip keyif yapanlara...
Boyner Evde - Lemograss mum Fiyat: 12,50 tl




Ben azıcık daha süslü birşeyler bakmıştım diyenlere...
Laura Ashley - Motifli Yastık Fiyat: 89,00 tl



Macaron severim, hem de en iyisinden diyenlere...

Laduree - Macaron Fiyat: adeti 6, 00 tl




ya da yılbaşı akşamı kıyafetini tamamlasın, ne zaman taksa beni hatırlasın diyenlere...

Bayanlili.com - Renkli Gümüş Kolye Fiyat: 67,00 tl



iyi alışverişler....




12 Aralık 2013 Perşembe

Van İçin Birşeyler Yap!!!

Sosyal projelere ilgim hep çok büyük olmuştur, kendince katılırım fırsat buldukça. Elimden ne gelirse yaparım, hele de çocuk ve yaşlılar için- kendine yardım edemeyip, birilerinden yardım bekleyeler için - kalbimi ve imkanlarımı hep açık tutarım.
Soğuk hava şartlarının da gelmesiyle çok daha fazla yardıma ihtiyaç duyan Van'daki çocuklarımızı biz unutmadık, Mügeyle elimizden gelen yardımla biz aşağıda gördüğünüz projeye katılıyoruz, lütfen siz de duyarlı olun ve elinizden geldiğince katılın...
Ben her gece oğlumun üstünü örtmek için uyandığımda, o çocukların da ısınmaya ihtiyaçları olduğunu hatırlıyorum...
Bir mont, bir kazak ya da bir bot...
Bu kış siz ikinciyi almadan, onların ilkini alın...

Lütfen Arayın

Öyle soğuk ki bugünlerde hava. Tüm Türkiye bir anda soğudu, Istanbul'da kar yağışı, Ankara'da -10 'larda gezen hava - her yer buzz.
Biz evlerimizde kat kat giyinip, sonuna kadar kombileri açsakta üşüyorsak hala biraz da evsizleri düşünelim, lütfen gördüğümüz yerde görmezden gelmeyip aşağıdaki numaraları arayalım ki sıcak bir yerlere yerleştirilsinler, donmaktan kurtulup, azıcık rahat edebilsinler...

10 Aralık 2013 Salı

İtalyan'mı doğsaymışım...


Pizza dedin mi akan sular durur bende, hele de yanında Chianti'yle.
Kabul, yemek yemeği severim hem de çok ama italyan yemeklerine özel bir ilgim vardır, incecik pizzalar,ev yapımı makarnalar, lezzetli zeytinyağında sunulan mis gibi domatesler ve tabii ki harika mozarella peynirli salatalar...
Bir de yemek sonrası için espressoyla gelen yanındaki minik biscottileri severim.
Maalesef Ankara'da çok fazla ev yapımı makarna yok, ama gelişiyoruz çünkü değişiyoruz, benim neslim yeni yerler, kaliteli yemekler arıyor bulamayınca da bir defa gidilen mekan 2. defa ziyaret edilmiyor, bundandır herhalde Kafes Fırın bugünlerde yeniliklerle çıkıyor karşımıza, bekli menude incecik margarita pizza olsa  çok daha fazla severdim onları ama o olmasa da en azından ev yapımı taze makarna eklenmiş menu'ye.
Bugün benim tercihim tavuklu Fettucini oldu, makarnanın kıvamı güzeldi, kremanın kıvamıda iyiydi ama maalesef tavuklar olmamış! küp küp kesmek bir tarz olabilir belki ama soslanıp kavrulmuşmuydu bilemedim fakat makarnayı yağlı hale getirmişti ve tabağım daki makarnanın hepsi bitemedi. Azıcık yağı az, tuzu biraz daha fazla olsa 'bellissimo' demek gelebilirdi belki içimden :)) 
Makarna, pizza tutturdunda istanbul'daki Jamies Italian'a hala gitmedin mi diyen sevgili dostlar inşallah onla ilgili 
ilk yazım da yılbaşı sonrasında...

6 Aralık 2013 Cuma

Ah Tunalı ah...

Ankara'da en çok yapılan şey herhalde arkadaşlarla buluşmak olsa gerek.
Soğuk Ankara günlerinde sıcacık sohbetler uzar da uzar...
Ama maalesef son zamanlarda nereye gitsek te kahve içsek sorusu öyle arttı ki.
Açılan mekanların çoğu kısa sürede kapanıyor hatta yerlerine birşeyler de açılmıyor.
Anca her iki adımda karşımıza çıkan bir alışveriş merkezine gidicez de kendimize bir yerler bulup, oturup kahve içicez. Tabii bu söylediğim Çankaya bölgesi için diğer yerleri pek bilmem.
Allah'tan Kafes ve Bigchefs devamda Çankaya bölgesinde azıcık renk var.
Bunun yanısıra Tunalı'daki düzgün markaların hepsinin gitmesine sadece karum bölgesinde Michael Kors,Laura Ashley, Beymen be Vakko'nun kalmasına ne demeli :))
Geneli ayakkabıcı ve gelinlikçi olan Tunalı'nın, İstanbul'un Kadıköy'üne benzemesi, eee burası Kadıköy olduysa Bağdat caddesi nerede dememe sebep oldu.

3 Aralık 2013 Salı

Kış geldiiii

Her zaman, her yerde söylerim kış mevsimini severim hatta olması gerekenden fazla severim.
Soğuk havada sıcacık evime dönmeyi, kar yağmasını heyecanla beklemeyi, yağdığı zamansa uzun uzun serretmeyi.

Belki çocukluğumda annemin kışın yaptığı sütlü kahvelerin, pazar günleri ailece izlenilen kovboy filmlerinin ya da ne biliyim o mutluluğun etkisi çok büyüktür kışı sevmemde.

Birde kışla birlikte yılbaşı yaklaşır ya hani, caddelerin ışıl ışıl olduğu, tüm sevdiklerimize hediye seçmelerin başladı ve daha da güzeli kışın yağan yağmurların ardından karlı günlerin yeni bir yıla tüm geçmişi temizlercesine yağması, tüm yaşananları geride bırakmasıdır ya o yüzden severim ben kışı, çünkü her yeni yıl bir öncekinden çok daha güzel günlerle gelir bana...

Benden size tavsiye her yeni yıl içi boş bir defter alın kendinize... nede olsa çok şey yaşanıcak, çok önemli notlar yazılacak o deftere...

Şimdiden mutlu yıllar herkese...





11 Kasım 2013 Pazartesi

Kahvaltı... Fırıncı Orhan

Nerdeyse her pazar sabahı dışarda kahvaltı etmemiz bir geleneğe dönüştü ve mekan seçimimiz genelde Kafes Fırın dışına çıkmasa da eski alışkanlık bazende Big chefs'le son bulur.
Ama bu pazar değişiklik olsun diye ev yakınlarındaki 'Fırıncı Orhan' da kahvaltı ettik...
Fırıncı Orhan benim arada uğrayıp Cibata ekmeği aldığım ve şarküteri alışverişine geri dönelim dediğim mekandır...
Ankara'da hızla çoğaldılar ama maalesef servis zor iş keşke bunu da hesaplasalarmış...
Kahvaltı tabağımın çok geç gelmesi ve gelenin de kirli olması sebebiyle geri gitmesiyle biraz geç başladı kahvaltım ama başlaması çoğu şeyi değiştirdi...
Peynirler inanılmaz lezzetli, simit harikaydı... Geri kalanlar eh işte her yerde bulurum cinsindedi.
Mekan küçük ama kalabalıktı ki Allahtan kötü servis lezzetli kahvaltıyı gölgelemedi ve afiyetle yedik tüm peynirleri...
Fiyatlar uygun ama bana sorarsanız gitmeden ufak işey atın ağzınıza maazallah çok beklerseniz, açlık başınıza vurmasın:))

Bana yine gidermisin derseniz, evet giderim, ama bu sefer söylerim böyle güzel birmekan, böyle lezzetli tatlar, hiç haketmiyor servis yüzünden eleştirilmeyi...