14 Ağustos 2014 Perşembe

Ayvalık &Midilli ve tabii ki Molivos…




 
Son senelerde adet edindik… Önce yazlığa gidip oradan da komşu ada Midilli’ye geçiyoruz… Seviyoruz karşı komşumuzu… İnsanlar kibar, yemekler güzel, Avrupa’dasın ama değilsin...

Adaya geçmeden önce eski bir arkadaşımla buluşmak için biraz erken gittiğim Ayvalık’ta dolanmaya vaktim oldu, nasıl güzel ara sokaklar, mini mini kafeler, ahşap dükkânları ile yan yana bit pazarı, eski eşyalar…

Uzun zamandır gezmemişim Ayvalığın arka sokaklarını tamam dedim işte buymuş aradığım, tezgâhlar da ki enfes emaye sürahiler, topraktan tencereler…

Birde yorulunca ‘Cafe Caramel’de taze şeftali püreli, mis gibi sakız kokan muhallebi… Ben geç tanıştım, artık bırakmam, sizde deneyin, yanına da bir Türk kahvesi sipariş edin, fincanlara bayıldım ne hoş derseniz de hemen ücretini ödeyip paket yaptırın, kış aylarında Ayvalığın sıcağını içinizde hissedin…

Arife günü geldi çattı, tüm aile toplandı, sabah erken uyanıldı, pasaportlar son bir kontrol edildi ve yola çıkıldı…

Malum bayram tatili, minicik çıkış kapımızdaki kalabalık bildiğin havalimanı sırası, Allah’tan hızlı işliyor da çabucak geçtik. Unutmadan minik bir duty free bile açılmış, meraklısına duyurulur…

Turyol’dan memnunuz biz, her sene turyol’ dan alırız biletlerimizi, 15-20 dk gecikmeli kalkar ama kalkmadığı olmaz sağ-salim karşıdasınız…

Ada’da pasaport kontrolünden geçtikten hemen sonra kiraladığımız arabalarımızı aldık, bavulları yerleştirdik ve koştuk öğle yemeğine ‘Kalderimi’ ye… Kalderimi severek yemeklerini yediğimiz Midilli’nin içinde bulunan salaş ama güzel mezeler sunan bir restoran… mutlaka uğrayın, pişman olmazsınız… Benim favorilerim; kızarmış peynir ve kalamar ızgara…

Yemek yendi, kahveler içildi, koyulduk yola Molivos’a…

Molivos geçen sene çok sevdiğimiz, zaman sorunundan konaklayamadığımız Midilli merkeze yaklaşık 1,5 saat uzaklıkta bir yerleşim.

Kiraladığımız aparta benzer otel kalenin yanında, temiz, harika manzaralı bir oteldi. Odalara yerleşir yerleşmez Molivos’un keyfini çıkartmaya başladık…

Sahildeki Sunset cafe’nin önünden denize girdik, serinlemek için arada çıkıp bir şeyler içtik, Molivos’un içinde küçük bir plaj var; organised deniyor bunlara, şezlong ve şemsiye kiralanıyor ama restoranların önünden de az sayıdaki şezlongdan birine yerleşirseniz ücret ödemeden faydalanabilirsiniz.

Deniz harika… Ilık, temiz ve berrak… Daha ne isterim ki tatilden… Denizin içinden kafanızı kaldırın ve Molivos’un dağın tepesinden aşağıya uzanan taş evlerini, arasındaki küçük kiliseyi ve küçük balkonlu muhteşem pastanelerine el sallayın…

Molivos halkı sıcak, sabahları Kalimera diye bağırıyorlar ekmek almaya giderken, herkes birbirine gülümsüyor, ev sıcaklığı bu olsa gerek…

Ertesi gün değişik bir yer daha görelim dedik ve atladık arabalara… Eressos… Molivos’tan sadece 55km olsa da, virajlı yollar, yüksek dağlar, 1,5-2 saatte varmanızı sağlıyor Eressos’a. Eressos’un uzun bir plajı var, burası da organised dediklerinden, 2 şezlong,1 şemsiye ortalama 6-7 euroya kiralanabiliyor. Deniz harika mis gibi, Molivos’ta yaptığınız gibi, yemek yerken yanına buz gibi uzo ya da Mytos birası içerken arada serinlemek içinde restoran önü plajlarını kullanabilirsiniz. Biz akşam yemeğimizi kendi muhitimizde yiyelim dedik ve hava kararmadan Molivos’tayız…

Akşamüzeri kahvesi yudumlasak, yanına da manzara eşliğinde nutella’lı lokma alsak derseniz, Molivos meydan’da minicik balkonu olan, muhteşem manzaralı  pastane sizi bekliyor…

Midilli araştırmalarında hep gördüğümüz Skala Skamnia’ya da bu sefer yolumuzu düşürdük ve öyle iyi etmişiz ki. Sevimli mi sevimli bir balıkçı kasabası, her şey resim gibi. Deniz fenerinin olması gereken yerde minik bir kilise, kilise yanında 2 küçük restoran, karşısında 1-2 kafe. Yerel kişilerden aldığımız en güzel tavsiyelerden biride kilisenin hemen yanındaki restoranın deniz ürünlü makarnasının meşhur olduğunun söylenmesi, severseniz kaçırmayın. Hemen karşısında normal bir kafe gibi görünen Kavos kafe’nin arka bahçesi denize sıfır, huzur dolu ve lezzetli yoğurt tabaklarıyla ünlü. Kavos cafe’nin asıl sahibi olan ve arka bahçede sizi selamlayan koca papağına merhaba demeden dönmeyin.

Dönüş günü, Midilli meydanı tekrar gezildi, Kalderimi de son öğle yemeği yenildi, Barrio’da kahveler içildi, bol kahkahalı harika bir tatil daha geride kaldı… sırada diğerleri…

Yapmadan dönmeyin:

·         Molivos’ta konaklamadan

·         Kalderimi’de öğle yemeği yemeden

·         Skala Skamnia’yı görmeden

·         Sabahları yerel halka Kalimera demeden

·         Harika denizden Molivos kalesini selamlamadan

·         Molivos’ta limana inerken mutlaka tepedeki cafe’de buzlu frappe için
     

Şehir Notları:

·         Genelde kredi kartı geçmiyor yanınızda nakit götürün

·         Porsiyonlar büyük oluyor, 2. İstemeden 1.nin bitmesini bekleyin

·         Molivos bayramlarda kalabalık oluyor, önceden rezervasyonları tamamlayın

·         Liman’da ki zeytinyağı dükkanına uğrayın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder