bebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ağustos 2013 Pazar

bebekle tatil mi... tam benlik...


Bir okuyucumun mailine cevaben... :)))

Kim demiş tatil bebekle zor diye...
Sarp doğduğundan beri gitmek istediğimiz hiçbir yere gitmemezlik yapmadık.Oktoberfest'le başladık, Prag'ta dolaştık,akşam yemeklerine çıktık, sabah kahvaltılarında uzun saatler geçirdik. Hersene Bozcaada'da kaldık,son olarakta 2 günlük Midilli tatillini geride bıraktık.

Zorluk hiç olmuyor desem olmaz tabii ama bebek var diye tatil iptal etmekte neymiş...iyi bir planlama, gerekli eşyaları çantalara doldurmayla bu iş tamam  başlasın keyifli tatiller...

Yapılması gereken en önemli şey doğru otel seçimi, otelde bebek yatağı olup olmaması, kahvaltı salonunda mama sandalyesi bulunması. Oda mutlaka klimalı olmalı ki soğukta ısıtmak,sıcakta soğutmak mümkün olsun.
Dünyanın heryerinde ( eğer yurtdışındaysanız) marketlerde hazır mamaları bulmak mümkün, geçen sene Münih ve Prag'ta bizden çok daha lezzetli Hipp mamalardan yemiş, meyveli yoğurtları mideye indirmiş,harika organik elma suları içmişti Sarp.
Artık kavanoz maması yeme zamanları çok geride kaldığı için, çantada herzaman bisküvi bulunması yeterli oluyor.Hiçbişey yemezse şehrin en iyi pizzacısını bulup margarita istemekte günü kurtarıyor.
Ya da tam dolaşırken acıkırsa yemeklerde uygun değilse yoğurtta yardımıma koşuyor.

Hazırlanırken çantaya mutlaka atılması gereken,güneş kremi,ateş düşürücü şurup ve böcek ilacı da gün içinde telaşmadan dolaşmaya hiççç kaygılanmamaya neden oluyor:)

Otel seçimini iyi yaptıysanız bebek odada uyurken onu yanınıza aldığınız cameradan ya da babyphone'dan izlemeniz de onun mışıl mışıl uyumasına sizinde aşağıda bahçede ya da minik cafelerde bolca keyif yapmanıza yardım eder... 

İnanın bana koşullar tamamsa, siz hazırsanız tatile, bebeğiniz daha da hazırdır tatile ve bol gülücüklü bir tatil sizi bekler:)))

21 Ocak 2013 Pazartesi

sadece 1 gün yeter:)

İnsan hayallerle yaşar ya hep, işte annelik o hayalleri bir süreliğine dondurmaya deniyor bence. İş hayatına ara vermek demek değil bu bahsettiğim, istenirse iyi bir bakıcı bulunup işe geri dönülebilir. Ama asıl hayaller var ya hani; başka bir dil öğrenmek isterdim der bir anne, diğeri hep aşçı olmak istemişimdir...ya şu hep yazılmayı bekleyen hikayeler...
Evde iki sayfa kitap okuyamazken ya da gönlünüzce yemek pişirip sevdiklerini ağırlama çalışmaları, bebeğinizi  fırının kapağından uzaklaştırmakla son buluyorken, hayallerin bir süre daha durduğu yerde durması, çıkmak için en doğru zamanı beklemesi gerek bence...diye düşünürdüm ama anladım ki çok yanılmışım. Bu şekilde düşünmek gün be gün sizi sadece bir anne olduğunuza, hayattaki önceliğinizin yanı sıra sadece  hayatınızın bebeğiniz olduğuna inandırıyor. Bu da maalesef mutsuzluklara kapıyı aralıyor.
En büyük hayalim gerçekleşti, bebeğim geldi ya demeyin mümkün olduğu her fırsatta kendinizle ilgilenip, hayallerine en azından dipnotlar ekleyin. Bunu yapmak sizin bebeğinizi az sevdiğinizi ya da az ilgilendiğinizi göstermez. Aksine kendine vakit ayıran anne, bebeğiyle geçirdiği zamanın tadına varır.
Yabancı dil öğrenmek istiyorsanız, fırsat buldukça internetten o dili dinleyin, yemek pişirmek istiyorsanız eğer günü birlik yemek kurslarına gidin, yakın bir dostunuzu çağırıp şarap tadım kurslarına katılın. Hani bebeğinizden önce sıklıkla yaptığınız ya da o zamanlarda bu zamanlar yapmak için sakladığınız ne kadar çok şey varsa en azından ayın 1 gününü kendinize ayırın ve mutlaka anne olmak dışında kendiniz olmayı da hatırlayın...