24 Nisan 2015 Cuma

Arabica Coffee House-Tepe Prime

Ara ara iş için uğradığımda gördüğüm bir kahve dükkanıydı benim için Arabica, birde tabii instagramda iştah açıcı kahve fotoğraflarıyla.
Bu sabah o tarafta işim olunca hemen bi denesem 1-2 işimi de hallederim, kahvenin tadına da bakmış olurum dedim ve yönümü Arabica'ya çevirdim.
Ben gittiğimde mekan çok kalabalık değildi, Ankara'nın hala kışı yaşadığı bugünlerde yere kadar inen camlarından içinizi ısıtacak bir sıcak giriyordu. 
Eğer güne coffee shop'ta başlıyorsam klasikleşen kahvaltım croissant ve light süte latte olduğundan, aynı siparişi verdim ve oda ne Ankara'da yediğim en iyi croissant- lezzet harikaydı ama azıcık daha  çıtır olmalıydı- ve lezzetli latte.
Sandviçlerinde fazla ilgimi çeken bir tane olmadı ama tatlılarda gözüm kaldı...
Kendileri mi yapıyor, bir yerlere mi yaptırıyorlar bilmiyorum ama iyi ki yapıyorlar.
Oralara yolunuz düşerse yada en iyisi düşmese de düşürün ve tadına bakın...

Bu arada harika bir yarışma yapıyorlar instagramda, ben katıldım ve çok istiyorum kazanmayı, gidip bol bol fotoğraf çekmeyi, sizde gidin sıcacık kahvenizi için ve Instax mini 8 kazanma şansı yakalayın...

5 Nisan 2015 Pazar

CerModern



cuma günü İstanbuldan herkesin gelmesiyle düğün telaşımız başladı...
cumartesi gününün tamamında eğlenerek geçirirken gece 03:00 gibi yatacağımızı hesaba katıp ertesi gün brunch'a gidelim de bizimkiler yola çıkmadan önce uzun uzun kahvaltı edelim dedim...
brunch için daha önce gidip yer bulamadığım CerModern'i seçtim ve iyi etmişim...
menu oldukça zengindi, çeşit çeşit zeytinler, peynirler, salamlar jambonlar...
sıra zeytinyağlılara gelince enginarlar, kabaklar...
pastane ürünleri bir yanda tatlılar diğer yanda...
ne isterseniz var anlayacağınız lezzetleride harika... 
sınırsız çay ve portakal suyu da fiyata dahil ama içtiğimiz nescafe ve türk kahvesi için ayrıca ücret aldılar aklınızda bulunsun...

Cermodern haftasonu keyifli vakit geçirmek için harika bir mekan. Özenle seçilmiş müzikler, tertemiz yerler...
Bebekli aileler unutulmamış, mama sandalyeleri de alınmış, bayanlar tuvaletine alt açma masası da konulmuş ama tek sorun yeterince temiz olmamasıydı, birazcık daha özen ister. Masanın altına çantamı koymak istedim sonra vazgeçtim... 

Bu konuyada azıcık özen gösterilirse, beni ayın 2-3 pazarı orda görmeniz muhtemel...


16 Mart 2015 Pazartesi

Ankara'da Kahvaltı

Bizim aklımıza Ankara'da kahvaltıya gidelim dediğimizde İran caddesi Big Chefs yada Filistin Kafes gelir, daha öncede bahsetmiştim alışkanlıkları olan bir aileyiz diye☺️
Ama aynı zamanda yeni yerler görmeye, yeni tatlar denemeye de çok açığız.
Bu pazar arkadaşlarımızla Ankara Kalesi'nde bulunan Çengelhan 'daki Divan brasserie'ye düştü yolumuz.
Brunch sevenlerdenseniz mutlaka gitmelisiniz.
Ortam harika, yenilenmiş eski bir han, etrafınızda Rahmi Koç'un arabaları, fotoğrafları...
Yemekler divan kalitesinde, servis çok hızlı ve güleryüzlü...
Gelelim menüye... Masaya oturur oturmaz taze portakal suyunuz ve çayınız geliyor sonrasında yemeklere yöneliyorsunuz.
Menü'de ne ararsanız var, kahvaltılık 3-5 çeşit peynir, zeytin çeşitleri,yeşillikler sınırsız 1-2 çeşit börek, 2-3 çeşit şarküteri ürünleri, sıcaklardan sosis, menemen ve daha 1-2 çeşidi...
Ekmek ve pastane kısmı tabii kendilerine yakışır şekilde taptaze... 
Kekler ve tartlarda cabası...
Daha neler neler... 

Fiyatlara gelince; yetişkin kişi başı 42tl ,0-6 yaş ücretsiz ve 6-12 %50 indirimli.

Çıkışta müze girişindeki sevimli dükkanlardan cam vazoyu gözüme kestirmiştim yeni evime çok yakışacak☺️
Keyifli bir pazar için değiliklik yapın ve Ankara Kalesinin yolunu tutun...
Pişman olmazsınız...

7 Mart 2015 Cumartesi

kadınlar günü...

özel günlerin çoğunu ticari olarak görsem de kadınlar günü bana sempatik geliyor ne yalan söyliyim...
ülkemizde kadının bir değeri olmadığından mıdır bilmem ama yılda 1 günde olsa kim olursa olsun, ne iş yaparsa yapsın, eğitimli olsun olmasın, zengin olsun olmasın, değerlisin ve senin için yılda 1 günde olsa var işte, biz seni hatırlıyoruz sende kendini hatırla, değerini anımsa, kendine o gün özen göster, değerini bil bildir demek gelir içimden...
en azından yılda 1 gün kimse vermezse siz kendinize çiçek alın yada dışarı çıkın kendinize kahve ısmarlayın, gülün hep gülün o gün... 
anne olup, eş olup, doktor, avukat,sekreter, temizlikçi olup kendinizi unuttuysanız eğer hatırlamak için iyi bir gün, gülümseyin ve tekrar edin... 
"Ben değerliyim" ...

JW Marriot Ankara bu özel günü unutmamış ve biz bayanları bir araya toplayıp sizin gibi eşsiz bir tatlı yapalım demiş, kurmuş Makaron atölyesini...

Yaptık, yedik, güldük eğlendik... yetmedi kutuladık evlere de getirdik... 

bizi hatırladığın için teşekkür ederiz...

21 Şubat 2015 Cumartesi

Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü...Etgar Keret

Hediye almayı çok severim, kim sevmez ki zaten! ama hediye kitap olduğunda daha da çok sevinirim... eline geçeni okuyan tiplerdenim ben kaliteli bir kitap bulduğumda yutkunmadan içine dalanlardan...
Etgar Keret - Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü de öyle bir kitap, kendine has tarzı, basit ama etkileyici anlatımı kendisinin önceden hiçbir kitabını okumadığımın kendi ayıbım olduğunu gösterdi bana...
Kesinlikle tavsiye ederim...

9 Şubat 2015 Pazartesi

Benim Fikrim Mühim Diyenlere...

Yeni şeyler denemeyi, denediklerimi çevremle paylaşmayı hep sevmişimdir. Hatta öyle ki çok iyiyse yeni çıkan ürün elime telefonu alır yakın çevreme tavsiyelere başlarım...
Ben bunları yaparken kardeşimden gelen bir mail hemen ilgimi çekti. Fikriniz bizim için önemli diyordu mailde.
Fikrinizi paylaşmak için yapmanız gereken, web sitesine üye olmak, profil bilgilerinizi eksizsiz ve doğru doldurmak ve beklemek. Sizi seçtikleri kampanyalarda size üründen numune gönderiyorlar, siz kullanıyor, tüketiyor ve çevrenizle paylaşıyorsunuz. Sonrasın da fikrinizi doğru ve detaylı bir biçimde paylaşıp markanın gelişmesine katkıda bulunuyorsunuz...

Hepsi bu!

Benim fikrime şimdiye kadar 2 defa başvurdular; iki farklı markanın ürünlerini denedim, raporlarımı verdim ben şimdilerde beklemedeyim.

Sizde benim fikrim mühim bana da danışsınlar derseniz, link aşağıda...



www.fikrimuhim.com 

22 Ocak 2015 Perşembe

biri kar mı dedi???


Çocukluğumdan beri kar yağmasını severim ben, ailece gittiğimiz yurtdışındaki kar tatillerini, İstanbul'da kar yağdığı zaman annemin bizi ışık hızlıyla hazırlayıp dışarı çıkartmasını,arkadaşlarla yaptığımız kartopu savaşlarını, eve dönünce annemin bize yaptığı sütlü kahveleri...

Kar 'la ilgili her şeyi sevdiğim gibi kış sporlarını da severim, gerçi çocukken başlamışız öğrenmeye, bırakmışız azıcık büyüyünce ama diğer sporlarda kanal değiştirsem de kış sporlarını seyretmekten zevk alırım.

Bu senenin ilk kar yağışını Bursa'da sonrada arkadaşlarla ani bir karar ile Kartalkaya'ya gitmemizle gördüm. Günü birlik bir gezi ayarladık, sabah çıkıldı yola akşam dönüldü. Yorgunluk feci ama değdi...

Geçen sene gitmeye niyetlendiğimiz ama başaramadığımız Kartal otelde günü geçirmeye karar verdik, pistlere çıkmanın bedeli 120tl. Onun dışında ister otelin açık büfe kahvaltısından alın; 40tl, ki biz aldık her şey çok lezzetli ve seçenek boldu, ister atıştırmalıklar sipariş edin, karnınızı harika dağ manzarasına karşı doyurabilirsiniz...

ister kayak yapabilir isterseniz de azıcık daha adrenalin sevenlerdenseniz  snowboardunuz yapabilirsiniz.

Kayak takımınız yoksa 75-100tl arası bir rakama kiralayabilirsiniz. İkisinde bilmiyor ama öğrenmek istiyorsanız özel ders alabilirsiniz; tam bilmiyorum ama özel ders ücretleri saatlik 150-200tl arası olmalı. Hiçbiri size uymadıysa ve küçük bir çocuğunuz varsa 30dk 15tl karşı kızak kiralayabilir ve beraber harika vakit geçirebilirsiniz.

Öğle yemeği vakti yine açık büfe yemek var, bu sefer çeşit çok olmasa da lezzeti yerinde, içecekler hariç kişi başı 45tl.

Çok şey yapın yada hiçbir şey yapmadan sadece dağ havası alıp kahvenizi yudumlayın, kendinize bir hafta sonu huzur hediye edin...

2 Ocak 2015 Cuma

Kahvemi Moda'da alırım..

Ne çok giderdik dershane zamanı Kadıköy'e Moda'ya... 3-5 mekan vardı herkes birbirini tanırdı, 1-2 laklak sonrası eve... 
Şimdi öyle mi süper mekanlar açılmış, mekanlar Avrupai, pişirdikleri lezzetli, kahveleri mis gibi... tüm gün otursam sıkılmam.
tek sorun öyle küçük ki mekanlar yer bulmak zor, oraya girdik yok buraya baktık yok...
Bi kahve içmeden gitmem dedim, zaten zor bulmuşuz park yeri, mümkün mü Ankara'ya yeni bir mekan tanımadan dönmek...
'Cherry Bean' imdadıma koştu ve minik bir masa kucak açtı bize, mekan salaş, çalışanlar doğal, tatlı tezgahı güzel-miş herhalde bizden öncekiler silip süpürmüş biz sadece çikolatalı- fındık kremalı tartın tadına bakabildik... güzeldi, tavsiye edilir...
Sıcacık kahvelerimizi içip yeni bir mekan tanımanın güzelliği ile eve döndük...
Bir gün Istanbul'a dönersem yaşamaya; seçeneklerimin arasındasın Moda dedim ve tekrar hatırladım ne kadar güzel günler yaşadığımı ve yaşayabileceğimi bu şehirde...

Kim ne derse desin evimsin ve seviyorum seni istanbul...


31 Aralık 2014 Çarşamba

Hoşgeldin 2015

Bu sene değişiklik yapalım can dostlarımızla çıkalım yola ilk gece Cunda'da kalalım ordan artık kapı komşumuz Yunan adası Midilli'ye geçelim... 
Yeni yıla Molivos'ta gireriz ertesi gün Midill'de kalır Kalderimide yemek yeriz sonra yine yollara... O gece canımız nerde isterse kalır ordan döneriz evimize...
Yaptık tüm rezervasyonları, kiraladık arabaları, feribot biletleri de tamam derken çıktık yollara... 

Doğa ana istemedi gitmemizi, zor şartlarda kaldık mı yollarda gittik Bursa'ya yedik iskenderi ayarladık otelimizi, yattık sıcacık yatağımızda... 
Eee tabii rota değişti geldik Istanbul'a... 
Ailece yenen yemekle, mutlu musmutlu bir yeni yıl gecesi yine... 

Artık seneye dedik dostlarla...

Hoşçakal 2014...

Sen bize çok güzel günler yaşattın; sevdiklerimizi korudun, neşe dolu günler, keyifli anlar, bol kahkahalı anlar bıraktın. En önemlisi sağlık dolu huzurlu bir yıl geçirttin ve 2015'ten beklentilerimizi arttırdın...
Herkese mutlu, sağlıklı, huzur dolu, bereketli bir yıl dilerim...
Aşk isteyene aşk...
Para isteyene para...
Kariyer isteyene de kariyer dilerim... 

Tüm dileklerimiz gerçek olsun...

25 Aralık 2014 Perşembe

yılbaşı gecesi...

yeni yılı son dakikaları saymak için herkesin heyecan içinde beklediği o gece yaklaştı yine. 
sizin için bilmem ama benim için değeri, anlamı büyüktür yılbaşı gecesinin...mucizevi bir şekilde eski yıldan kalan tüm kötü günleri, anıları sildiğini yeni yepyeni tertemiz bir sayfa açtığına inanırım 31 aralık akşamının...

belki aile ile birlikte yenen bir yemekle, belki dostlarla içilen bir içki ile, belkide sadece kendinize hazırladığınız bir kahve ile merhaba diyeceksiniz yeni yıla, her ne şekilde olursa olsun, kendinize özen gösterin, en azından kırmızı bir rujla renklendirin kendinizi ve yeni yıla merhaba deyin... 

17 Aralık 2014 Çarşamba

Lungo Espresso Bar

Tunalı'da minik şeker mekanlar arar dururum ya ben, bir yenisi eklenmiş aramıza. Hemen Elizin pastanesinin yanından dönün sağ tarafa azıcık yürüyün nereyi tarif ettiğimi, pencerelerini, kapıdaki süsünü görünce hemen anlayacaksınız... 
İçerisi minicik tam bir Avrupa'lı, kahve seçenekleri çok yiyecek az, bana tek sevimli gelmeyen sandwich olarak Dardanel satmaları. Bu arada yanlış anlaşılmasın Dardanelin sandwichleride çok lezzetlidir severim ama butik bir kahve dükkanına yakıştıramadım sadece. Biz çok erken gitmiştik belkide tatlı olarakta pek bişey yoktu ama olur bir dahakine dedik ve espressolarımızı içtik gülümsedik. 
Arkadan güzel bir şarkıda eşlik etseydi sabah kahvemize, değmeyin keyfimize, oda bir dahaki sefereymiş güleryüzlü çalışanı bahsetti bize.

Umarım bol bol ev yapımı lezzetler getirip bizi mutlu ederler, bol işleri bol kazançları olur...
Önümüzdeki haftalarda ben yine gider, bir daha denerim, sizi de beklerim...

16 Aralık 2014 Salı

Komşu'ya gittim...

Atina'ya kısa bir gezi yapacağımızdan bahsetmiştim ya önceleri gerçekten kısaymış gezimiş, çabucak bitti ama öyle güzel geçti ki tadı damağımızda kaldı...
Atina'ya pegasus havayolları ile çok uygun bir fiyata sadece 1:20dk gittik.
Havalimanından metro kişi başı tek yön 8 euro ödeyerek rahatlıkla 40dk da şehir merkezine ulaşmak mümkün.
Biz otel seçimimizi Syntagma meydanının köşesi Ermou caddesinin üzerinde olan Diamond plustan yana kullandık. Otel temiz, odalar ferah ve yataklar inanılmaz rahat. Kahvaltısıda yeteri kadar güzel. Konumu metrodan 5dk, tüm gezilecek meydanlara 10-15dk. 
Nerelere gittiğimizi sorarsanız; Parlamento binası, Acropolis, Syntagma meydanı,Ermou caddesi, Monastraki meydanı ve Plaka... 
Biraz uzaklara kaçalım derseniz Pire de seçenek olabilir... biz gidemedik vaktimiz kalmadı😞
otele gider gitmez attık bavulları koşa koşa şarkılı türkülü taverna aramaya başladık, önce kazara bir restoranda yedik yemeğimizi sonra 'komsuda neler oluyor' web sitesinden aldığımız öneri ile plaka'daki 'O Geros Tou Moria' tavernasına gittik ve uzun zamandır böyle eğlenmemiştik... mezeler lezzetli, şarkılar eğlenceli, mekan sıcak bizim kafalar iyi, ne beklersin ki başka Atina'dan ☺️☺️
tabii 2 taverna yetmedi bize, gittik bulduk herkesin bahsettiği 'Brettos' isimli 100 yıllık mahsenden bara dönüşen mekanı:)) ordada içtik mi güzelce Pinot Noir şarabımızı, bakıldı mı brandy'lerin tadına, yaktık mı ev yapımı puromuzu☺️☺️ değmeyin keyfimize...
ertesi sabah Parlemento binasının önündeki askerleri azıcık izleyip sonrasında da bir hata yapıp kırmızı gezi otobüsünden biletlerimizi aldık, ama sonra fark ettikki şehir öyle minikmiş ki paramızı çöpe atmışız☺️☺️☺️ 
güzel güzel gezdik Atina'yı... biraz alışveriş biraz greek coffee bitirdik günümüzü...

akşam yine çıktık sokaklara Monastraki meydanında seçtik bu sefer mekanımızı, pek beklediğimiz gibi çıkmadı ya bizde yine tuttuk bir önceki gece gittiğimiz tavernanın yolunu, yine içildi uzolar, mythos biralar, halaylar çekildi, sirtaki yapıldı... 
Atina bol kahkahalı, eski günleri yad etmeli, samimi sıcak anılar bıraktı bende...
Komşu'ya ne zaman gitsem güzel geçer ya tatilim seviyorum seni derim hep dönerken...

11 Aralık 2014 Perşembe

Dandin Bakery

eskiden okul kırınca kimse görmesin diye karşıya geçelim derdik arkadaşlarla, bizim karşısı Avrupa yakası...
arabayı park ettik Harem'e atladık vapura indik Sirkeci'de... 
Eminönüne yürürken kafamı kaldırdığımda Istanbul'u tekrar tekar sevdim, tekrar aşık oldum şehre.
Mısır çarşısına girelim azıcık rengarenk tezgahları gezelim, azıcık bişeyler atarız ağzımıza, baharatları alır dizeriz evde raflarımıza... aman dikkat öyle lokumlar varki benim gözüm döndü bir ara, güllüsü nanelisi ve daha önce denemediğim susamlısı...nedir o öyle, bana kilolarca paketle amca diyesim geldi...
hadi kaçalımda bişeyler yiyelim dedik ordanda gideriz Karaköy'e içeriz kahvemizi...
Karaköy benim tam gönlüme göre olmuş, tam istediğim mekanlar, tam saatlerce mutfakta pişirip sonrada yiyenlerin yüzlerindeki ifadeyle mest olmayı istediğim mekanlar...
işte bunlardan bir tanesine Instagram da rastlamıştım günler önce 'Dandin Bakery' sade, şık, elegance, lezzetli ve keyifli...başka ne alırdınız??? 
herşey tam olması gerektiği gibi; ekler hamurundan marzipanli tatlısı, fransız kremalı kırmızı meyveli bezesi, tereyağ kokan lavantalı kurabiyesi...
ve sıcacık lattesi...
gidin ve benim içinde aklımda kalan beyaz çikolatalı brownie'den yemeden dönmeyin...

10 Aralık 2014 Çarşamba

Ekler mi Makaron mu?

buralarda dolanmanın en güzel yanı da yurtdışında bayıla bayıla yediğim tatları Istanbul'da da bulmam olsa gerek. 
akşam üzeri gelip çattığında kahve molası nerede olsa dediğimde aklıma Akasya Alışveriş merkezinde açılan ama ben sadece ablam ve kardeşimin gelirken getirdiği enfes macaronlarını yemekle yetinip yeni yerlerini görmediğim Fauchon geldi. 
Fauchon'da Laduree gibi Fransa'dan ülkemize gelen nadir lezzetlerden olup günümüze taa 1800lerddn gelmektedirler.  Macaronları dillere destan olsa bile Ekler dediğinizde saygıyla eğildiğiniz bu marka Istanbul'uma gelmiş hoşgelmiş...
adamlar işlerini öyle ciddiye alıyor ki hatta mücevherci işletiyormuşçasına özenle dokunuyorlar tatlılarına...
gitmediyseniz ve yolunuz düşerse, enfes espresso yanında kaya tuzlu karamelli ekler ilk tercihiniz olsa da yanında güllü makaron yemeden dönmeyin derim ben...

ee en sevdiğim iki Laduree ve Fauchon gelmişken beklentimi aza indirmeden Pierre Herme gelde enfes çikolatalarını yiyelim diyorum... 

9 Aralık 2014 Salı

haftasonu kaçamağı

iş için sık seyahat ettiğimizden tatil için yeni yerler aramak ikinci plana düşebiliyordu bazen. ama çok sevdiğimiz komşuya gitmek için sadece 250tl bilet bulmuş olmamız haftasonu planı yapmamıza yetti. güzel bir ekip okarak arkadaşlarımız, kardeşlerim ve eşim bu hafta Atina'ya bavulları hazırladık.
şehrin tarihine göz attık, merkezde bir otel ayırttık, taverna isimlerini not ettik ve işte biz hazırız. 
güzel deniz ürünleri yemeye, hafif fondaki yunan müziklerine eşlik etmeye ve dönerken yanımızda uzolarla gelmrye.
Dalai Lama'nın söylediği gibi ' yılda bir defa daha önce gitmediğiniz bir yere gidin' . bu seyahat sizin belki ruhunuzu dinlendirir belkide yeni kapılar açar zihninizde...